“Koronavirüs salgını sürecinde bir Ramazan Ayı’nı daha bitiriyoruz. Bu süreçte konutta daha fazla vakit geçirmeye bağlı olarak da hareketliliğimiz azaldı” diyen SANKO Üniversitesi Sıhhat Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Kısmı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Nurten Budak, Ramazan Bayramı’nda beslenme konusunda bilgiler paylaştı. Prof. Dr. Budak, “Ramazan Ayının sonunda bayramı kutlayacağız. Bizler her bayramı ikramlarımızla kutlar, mutfağımızda var olanı paylaşırız. Değerli olan bunları ölçüsünde ve sıhhatimizi bozmadan yemek” ikazında bulundu.
GÜNE SUYLA BAŞLAYIN
Ramazan Bayramı’nın bu yıl yeniden sıcak havalarda ve salgın sürecinde kutlandığını belirten Prof. Dr. Budak, “Bu nedenle bedeni susuz bırakmamak ve ziyanlı hususlardan arındırmak için güne su içerek başlayın. Yemekten evvel ve sonra gün boyunca 10 bardak su için” dedi.
ŞEKERLİ İÇECEKELR SUSUZLUĞA SEBEP OLUYOR
Şekerli ve gazlı içeceklerin susuzluğunuzu gidermediği üzere daha fazla susuzluğa neden olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Budak, “Bu tıp içeceklerin tüketilmemesini öneriyoruz. Türk mutfağında yemeklerinin yanına soğuk ayran, limonata daha çok yakışıyor. Çay ve kahve ise özgün tat ve kokusuyla, şeker eklemeden içilmeli” halinde konuştu.
KAHVALTIDA NE TÜKETMELİ
En sağlıklı yemek alışkanlıklardan birinin güne kahvaltı yaparak başlamak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Budak, “Vücudun gün boyunca harcayacağı enerjiyi karşılamak üzere güne sabah kahvaltısı yaparak başlayın. Kahvaltıda bilhassa peynir ya da yumurta, domates, salatalık, taze yeşillikler ve kepekli ya da tam tahıllı ekmek çeşitlerini tüketin. Günün öteki öğünlerinde tatlı yemeniz kaçınılmazsa kahvaltıda bal, reçel, marmelat ya da pekmez yemeyin” sözlerini kullandı.
BUNLARIN YANINDA EKMEK TÜKETMEYİN
Pilav, makarna, börek üzere tahıl yemeklerinin olduğu öğünde ekmek tüketilmemesi teklifinde bulunan Prof. Dr. Budak, şöyle devam etti: “Acı ve fazla baharatlı yemekler yemeyin. Yemeklerinize tuz eklemeyin. Bilhassa akşamları harcayacağınızdan daha fazla güç almanıza neden olacağından yağlı ve çok çeşitli yemeklere sofranızda yer vermeyin. Zerzevat yemekleri, kuru baklagil yemekleri, çorba, salata ve cacık tercih edin. Orta öğün olarak da fındık, ceviz, ay çekirdeği, badem ve fıstık çeşitleri ya da taze meyveleri tüketebilirsiniz.”
TATLIDA PORSİYON DENETİMİ
“Bizde bayram tatlıyla gelir. Sütlü, şerbetli tatlılar, şekerlemeler, lokumlar, çikolatalar ve dondurma yemeden olmaz. Fakat ölçüsünde, günde iki dilim baklava ya da bir kâse sütlaç kadar, daha fazla değil” ikazını yapan Prof. Dr. Budak, şunları kaydetti: “Şekerlemeleri yerseniz öbür tatlıları yemeyin. Bilhassa şeker, kalp hastası iseniz, hipertansiyonunuz varsa, kanda yağ seviyeniz yüksek ya da şişmansanız tatlıların yerine meyve ya da dondurma tüketin.”
SAĞLIKLI BİR BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ İÇİN TAZE ZERZEVAT
Sıhhatin COVID-19 salgını tehdidi altında olduğu bu periyotta açıkladığı bilgilerin kâfi ve istikrarlı beslenmeye de katkısı olacağını anımsatan Prof. Dr. Budak, “Vücudumuzun savunmasını sağlayan bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışması için de bilhassa soframızdan taze sebzeler, meyveler, kuru baklagiller, yoğurt, ve yağlı tohumları eksik etmemeliyiz” tabirlerine yer verdi.
HAREKET HEM RUHA HEM VÜCUDA GÜZEL GELİYOR
Hareket etmenin vücudun yanı sıra ruh sıhhatinin korunmasına katkısı göz önüne alınarak her gün şartlar uygun fizikî aktivite yapılmasının bu devirde çok kıymetli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Budak, kelamlarını şöyle tamamladı: “Yine güneşli ortamda yaptığımız fizikî aktivite sırasında D vitamini muhtaçlığımızı da karşılayabiliriz. Hem lezzetin başşehrinde yaşıyoruz hem de bayramlar kültürümüzün değerli vakitleri. Yiyeceklerimizi ziyan etmemek ve olmayanlarla paylaşmak bayramın ruhudur. Her vakit olması gerektiği üzere kâfi ve istikrarlı beslenmek de vücuda hürmettir. Sağlıklı ve huzurlu bayramlar diliyorum.”
Haber7