Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü, suyun içinde yaşayan algler ve bakteriler nedeniyle pembe renge büründü. Gölün bu doğal hoşluğu, Kurban Bayramı’nda memleketlerine ve tatil beldelerine gidenlerin ilgi odağı oldu.
Konya, Ankara ve Aksaray hudutları içinde bulunan ve kapalı havza özelliği taşıyan Tuz Gölü, Türkiye’nin tuz muhtaçlığının büyük bir kısmını karşılamanın yanında doğal hoşluğuyla de dikkat çekiyor. İlkbahar ve yaz aylarında göçmen kuşlara konut sahipliği yapan göl, çoğunlukla flamingoların konaklayıp kuluçkaladığı yer olması nedeniyle de vatandaşlar tarafından ‘flamingo cenneti’ olarak biliniyor.
Gölün, Eskil ilçesi yakınlarındaki kısmında, flamingoların bilhassa güneşin doğuşu ve batışı sırasındaki uçuşları göle farklı bir hava katıyor. Gölün Aksaray- Ankara karayolu yakınlarındaki kısmında ise suyun içinde yaşayan algler, sıcaklığın ve tuzluluğun arttığı yaz devirlerinde kırmızı renkli beta-karoten unsur üreterek güneş ışınlarının ziyanlı tesirlerinden kendisini koruyor.
Tekrar bu devirde halo bakteriler ise fazla ürediği için gölün rengi pembe yahut kırmızı renge bürünüyor. Sıcaklık azalınca yahut yağmurlu periyot başlayınca göl tekrar eski haline kavuşuyor. Gölün bu doğal hoşluğu ise Kurban Bayramı nedeniyle memleketlerine yahut tatil beldelerine gidenlerin ilgi odağı oldu.
ALMANYA’DAN HEKIM TAVSİYESİYLE TUZ GÖLÜ’NE GELDİLER
Göle hekim tavsiyesiyle geldiğini belirten Aziz Yılmaz, ”Almanya’dan geliyorum, gurbetçiyim, benim çocuğumun cilt hastalığı var. Almanya’da tabiplerden deniz tuzunun iyi geldiğini öğrendik. Biz de denize gitmek yerine Tuz Gölü’ne geldik. Kızıma Tuz Gölü’nde tuz banyosu yaptırdık. Yoldan geçerken suyun pembemsi bir rengi olduğu için otomobille tarlanın içine girdik, tarlanın ortasından geçip suya vardık. Dünya’nın birçok yerini gezdim ben lakin bu türlü bir şey görmedim. Bize maceralı bir ömür ideolojisi oldu.” diye konuştu.
DÜNYA’DA EŞİ GIBISI OLMAYAN BİR YER
Tuz Gölü’nün havasının ilaç üzere geldiğini belirten Hilmi Yılmaz ise “Aldığımız nefeste bile ciğerlerimizin temizlendiğini düşünüyorum. Tuz Gölü’nü çıplak ayakla gezince güya ayağımın altına krem sürmüş üzere hissettim. Ayağımın altı pamuk üzere oldu, bende tuzlu sudan şişeye doldurarak bütün bedenime sürdüm. Buradaki pembeleşmeyi gördüm burada şöyle bir hadise var; Tuzu kazırken alttan kan renginde bir sıvı oluştu. Bu bir tabiat olağanüstüsü, insanın bunu anlatmaya gücü yetmez. Dünya’da eşi gibisi olmayan bir yer. Doğal hoşluğu kusursuz, insanlara da faydalı bir tuz.” dedi.
Yoldan geçerken Tuz Gölü’nün fevkalade görünümünü görünce gözlerine inanamadıklarını söyleyen Hakan Ekinci, “İnanılmaz harikulade bir görünüm var. Biz de bu görüntüyü cep telefonumuzla ölümsüzleştirdik. Bu tabiat mucizesi, ülkemizin sonlu sayıda olan oluşumlarından bir tanesi.” dedi.
Eyüp Tosun ise “Her yıl haziran, temmuz ve ağustos ayalarında arkadaşlarımızla birlikte Tuz Gölü’ne geliyoruz. Burada gölde hem yürüyüş yapıyoruz hem de flamingo ve görüntü fotoğrafları çekiyoruz.” diye konuştu.
Haber7
