Bahçeli’nin açıklamaları şu formda;
KOVİD-19 salgını insanlığı ya tabanı uçurum olan bir güzergâha ya da krizi fırsata çevirip ağır problemleri çözmesine dayanak verecek bir istikamete hakikat sürüklemektedir. Artık öbür seçenek görülmemektedir. Üstelik bu sürüklenme hali risk, tehlike ve belirsizliklerle doludur.
‘KAZANAN TÜRKİYE OLACAKTIR!’
Hayatın olağan kalıplarına sığmayan, fikri akışla bağdaşmayan, sahip olunan insani deneyimlerle izah edilemeyen bir devirden geçiyoruz. Şayet bugünkü salgın ortamını birlik ve beraberlikle, dayanışma ve itimat içinde göğüslemeye devam edersek kazanan Türkiye olacaktır.
Medeniyet müktesebatımız, tarihi mirasımız, irade ve iman mihrakımız her türlü zorluğun yenilmesinde, her pürüzün aşılmasında bizlere ilham vermektedir. Ayrık otlarını kurutarak, karamsarlık aşılayanları dışlayarak, hastalığı tedavi ederek başaracağımızdan kuşku duymuyorum.
‘TEDBİR VİRÜSTEN DAHA GÜÇLÜDÜR’
Allah verdiği her kederin dermanını da vermiştir. İnancımız budur. Sabır, önlem, tevekkülle musibeti defedeceğiz, şifayı fethedeceğiz. Bilim Konseyimizin tavsiyelerine uymalıyız, Sıhhat Bakanlığımızın davetlerine kulak vermeliyiz. Zira önlem virüsten daha güçlüdür.
‘TÜRKİYE ALEYHİNE KULLANMALARINI KINIYORUM’
Hekimlerimizin, hemşirelerimizin, öteki sıhhat çalışanlarımızın insanüstü fedakârlıkları dünyevi hiçbir değerle mukayese edilemeyecektir. Hepsine teşekkür ediyorum. Fakat dar bir takımın mesleksel örgütlenmelerini Türkiye’nin aleyhine kullanmalarını da kınıyorum.
İnsanlarımızı telaşlandırmak, ortada bir şey yokken felaket çığırtkanlığı yapmak, kusursuz fırtına kapıda diyerek dehşet tablosu çizmek ahlaki olmadığı üzere ulusal ve vicdani bir tutum da değildir. Bilim insanları umut verir, ufuk çizer, haysiyet ve şefkatle muamele eder.
KILIÇDAROĞLU’NA ÇOK SERT KELAMLAR
Virüsle çabayı köstekleyen CHP Genel Lideri bu söylediklerimi anlayamaz. Anlasa bile anlatamaz. Onun salgınla çaba teklifleri kara mizahtır. Kahvehanelerde oyun oynanmasını isterken, her oyunun başında yeni kâğıt destesi kullanılmasını istemesi buna yeni bir örnektir.
Kılıçdaroğlu, bugün TTB’yi ziyarete gitmiş. Palavra ve dedikoduyla perçinlenmiş çarpık açıklamalarını kamuoyuyla paylaşmış. Hezeyana kapılarak demiş ki: “Kovid-19’la çaba edenler, hayatını bu işe vakfedenler terörist oluyor. Hayatımda duyduğum en saçma kelam.”
TTB’ne yönelik eleştirilerime Kılıçdaroğlu’nun yanıt vermesi çok doğaldır. Çünkü kaynakları birebirdir. KOVİD-19’la çaba edenlerle ilgili en küçük kelamım yokken var demek müfterilik ve utanmazlıktır! Kılıçdaroğlu keşke bir palavra makinesine bağlanıp bu konuşmasını yapsaydı!
YÜZ YÜZE EĞİTİM AÇIKLAMASI
KOVİD-19 nedeniyle yüzyüze eğitime orta verilmişti. Alınan önlemlerle anasınıfı ve ilkokul birinci sınıflar için okul kapıları açıldı.Yeni eğitim ve öğretim periyodu de uzaktan eğitim yoluyla 31 Ağustos’ta başladı.Evlatlarımıza, ailelerine ve öğretmenlerimize iyi olsun diyorum.
Üstün bir uğraş gösteren Ulusal Eğitim Bakanımızı ve mesai arkadaşlarını hassaten kutluyor, muvaffakiyetler diliyorum.
Dilerim ki, bütün öğrencilerimiz kısa mühlet içinde sınıflarına ve öğretmenlerine kavuşur. Denetimli yüzyüze eğitim sürecinde okul yöneticilerimizin, öğretmenlerimizin, elbette sevgili çocuklarımızın büyük bir hassasiyet ve dikkat göstermeleri de yegâne temennimdir.
‘ŞİDDETLE LANETLİYORUM’
Son olarak sıhhat çalışanlarımıza yönelik şiddet hadiselerini şiddetle lanetliyorum. Şifa dağıtan kardeşlerimize saldıran her kim olursa olsun en ağır formda cezalandırılmalıdır. Bahisle ilgili üzerimize düşen ne olursa olsun yapacağımızın teminatını veriyorum.
Haber7
