Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, tv100’de Ahmet Kasım Han ile Yüz Yüze’de gündeme dair soruları yanıtladı.
İbrahim Kalın’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
Ayasofya müze mi yoksa cami olarak mı kalmalı?
Şunu söyleyeyim Ayasofya probleminin doğal bizim Cumhuriyet asrileşme tarihimiz de açtığı birtakım yaralar var. Şu tespiti yapalım lakin. Cumhuriyet 23’te kuruluyor ve 34’e kadar Ayasofya cami olarak hizmet vermeye devam ediyor. Karar 34’de alınıyor. Ondan sonra da müze olarak devam ediyor.
Artık Türkiye’nin diyaneti çoğulculuğa öteki diyaneti geleneklere saygılı olduğu testini Ayasofya’nın statüsü üzerinden yapmaya çalışmak büyük bir kusur.
Sıkıntıyı buraya indirgemek yani Ayasofya Camii olursa, Türkiye’de artık gayrimüslim kültürler, inançlar sorun yaşayacaklar bu mevzuda artık. Türkiye ağırlıkçı bir periyoda giriyor üzere imalarda bulunma üzere tahlillerde yapılıyor. Buna bir el insaf demek lazım.
Türkiye kendi diyaneti çoğulculuğunu Ayasofya sıkıntısına gelmeden evvel çözmüş bir millettir. Devlet olarak da bu mevzuda bilhassa Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son yıllarda atılan adımların herkesin malumudur. Bunu da ben söylemiyorum bunu gayrimüslim cemaat vakıflarına, diyaneti temsilcilerine sorduğunuz devir kendileri de söz ediyorlar.
Türk Musevi cemaatine, Hristiyan cemaatine, Ortodoks cemaatine, Rum cemaatine, Ermeni cemaatine, Kadim Süryani cemaatine ve başkalarına sorduğunuzda bunu kendileri esasen tabir ediyorlar.
“DİNİ İNANÇLARA ÖZGÜRCE ÖMÜRLERI ÖNÜNDE BİR BEIS YOK”
Geçenlerde Cumhurbaşkanımız da bu vesile ile bir konuşmasında Türkiye’de 400’den fazla kilisenin ve havranın etkin olarak faaliyet gösterdiğini esasen tabir ettiler.
Türkiye’de Yahudi olsun Hristiyan olsun öbür gayrimüslim diyaneti geleneklerde olsun ve oburlarının Türkiye’de diyaneti inançlarını özgürce yaşamaları önünde bir beis yok.
Ayasofya’nın statüsünden bağımsız olarak Ayasofya Camii’ye çevrildiğinde bu pratik bakış açısı ortadan kalkmayacak ki tam aksine burada tek taraflı dayatmayı yapan dışarıdan bu muahezeleri getirenlerdir.
“İKTİDAR VE MUHALEFET ORTAK TABANDA BULUŞTU”
2. kıymetli nokta da iktidar ve muhalefet partileri bu hususta ittifak halinde hareket ediyorlar. Bir ortak yerde buluştular. Yani ben izleyebildiğim kadarıyla muhalefet partilerinden de “Ayasofya’yı açmayın. Yanlış olur, cürüm olur” üzere bir itiraz duymadım.
Velev tam bilakis yani açacaksanız. “Buyurun açın, Biz buna beis olmayız” Türlü açıklamalar yapıldığını gördüm.
RUHBAN MEKTEBININ AÇILMASI
Bu türlü bir ilişkilendirme, bu türlü bir mülahaza yok. Ruhban Mektebi sorununda Cumhurbaşkanımız aslında burada adım atmak için Yunan tarafına pek çok davet yaptı. Lakin maatteessüf Yunan tarafında bu türlü bir adım görmedik
TOPLUMSAL MEDYANIN KAPATILMASI
Toplumsal medyanın kapatılması diye bir şey gündemde yok. Kimi muhalefet partilerinin bu mevzuyu böyleymiş üzere takdim etmesini de biz hayretle izliyoruz.
Yani Meclis’te bununla ilgili bir yasa tasarısı var. Cumhurbaşkanımız hem Cumhurbaşkanı hem bir vatandaş hem de AK Parti’nin Umumî Yöneticisi olarak meclise bir davet yaptı.
AK Parti kümesi da bununla ilgili Milliyetçi Hareket Partisi ile birlikte bir yasa tasarısı hazırlıyor. Bu meclise getirilecek. Bunun hiçbir noktasında toplumsal medyanın büsbütün kapatılması diye bir şey laf konusu değil. Bu unsurlar mecliste çalışılıyor. Olgunlaştığında da zati hepimiz de göreceğiz.
LİBYA PROBLEMI
Türkiye Libya’daki buhrana istikrar getirdi. Biz Libya halkının yanında Libya’nın meşhur temsilcilerinin yanında olmaya devam edeceğiz.
Haber7
