İşte Hande Fırat’ın yazısı;
Türkiye ve memleketler arası kamuoyu genel olarak Doğu Akdeniz’e odaklanmışken, Suriye’nin kuzeyinde tekrar oyunlar sahnede.
Birinci oyun, ABD ile Rusya ortasında. Ismi, terör örgütünü kim sahiplenecek oyunu. ABD’nin maksadı kendi güdümünde bir devletçik ya da özerk bir yapı kurdurmak. Rusya ise kelamından çıkmayan rejimi derde sokmayacak bir kısmi özerk yapı formülüyle, hazır silahlı gücü Suriye ordusuna katmak formülünü hayata geçirmek sıkıntısında. Pekala Türkiye farkında mı? Olanın bitenin farkında. Konuştuğum kaynaklar “Sahadayız, gözlemliyoruz, tedbir alıyoruz, uyarıyoruz” diyorlar. Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü PKK/YPG/PYD için oynanan oyunun detaylarına bakacağız.
ABD’NİN ‘PKK BAYRAĞI KULLANMAYIN’ TALİMATI
Türkiye, Ulusal Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve MİT ile terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlarını aralıksız sürdürüyor. Bilhassa Kandil’i izole etme konseptiyle Irak’ın kuzeyinde de süreksiz üs bölgeleri oluşturularak hem terör örgütünün Türkiye’ye sızma teşebbüslerinin büyük ölçüde önüne geçildi, hem de Türkiye’den militan kazanması engellendi. Terör örgütü bu sırada Sincar’ı üs olarak kullanmaya başladı. Fakat Türkiye o bölgeye yönelik operasyonlarıyla bunu da baskıladı. PKK bu açıdan zorda. Ama bilhassa Amerikalılar terör örgütünün Suriye’de ekonomik ve siyasi açıdan güçlenmesi için her yolu deniyor. Petrol muahedesi, görüşmeler, Suriye Ulusal Kürt Kurulu ile barıştırmalar… Yalnızca bunlar mı? Değil, memleketler arası kamuoyunda “PKK eşittir YPG” algısını yıkmak için de yeniden ABD sahnede. Ankara, Amerikalıların YPG’lilere verdiği iki “talimatı” biliyor.
Hudutta PKK bayrağı kullanmayın.
Sınırda Öcalan posteri kullanmayın.
Hedefleri, Türkiye’nin “PKK eşittir YPG” açıklamalarına karşı memleketler arası kamuoyunda farklı bir algı yaratmak. Bununla da bitmiyor. Öteki yanda ise Araplarla ve Kürt muhaliflerle de terör örgütünü barıştırmaya çalışıyor.
SAHANIN GERÇEKLERİ
Ankara bir yandan tüm gelişmeleri takip ediyor, öbür yandan ihtarlarını hem ABD’ye hem de Rusya’ya yapıyor. Alanda etkin. Aşiretlerle görüşmelerini sürdürüyor. Tüm olasılıklara karşı da hazırlık yapılıyor. Yetkililer, “Her ne kadar ABD alanda YPG’yi güçlendirmek, gerisine farklı güçleri almak istese de alandaki gerçekler buna uygun olmaz. Yılların uyuşmazlıkları ve doku uyuşmazlığı bu türlü bir birlikteliğin en büyük engeli” yorumunu yapıyor.
MYLES’IN GÖZYAŞLARI VE MÜTTEFİK RUHU
Ankara hudutlarında bir terör devleti kurdurmayacağını birçok defa lisana getirdi. Buna mani olmak için operasyonlarını yaptı, yapıyor. Yetkililer bu mevzudaki çabanın süreceğini söylüyor. Burada sorun ABD’nin, lider kim olursa olsun NATO müttefikliğine, stratejik iştirake ters terörü destekleyen siyasetleri. Trump’ın halihazırdaki siyaseti, lider adayı Biden’ın pervasız kelamları ve son olarak da Myles’ın gözyaşları… Arkadaş ya, hiç mi utanmanız yok! Senin NATO hudutlarının son noktası, soğuk savaştaki en kritik müttefikin, stratejik ortağın Türkiye’ye kaç şehit verdirdi o terör örgütü, farkında mısın? Biz şehitlerimize ağlarız. Siz ise terör örgütüne… DEAŞ ile Çaba Milletlerarası Koalisyon Sözcüsü Albay Myles B. Caggins’in sözcülük vazifesi sona ererken, terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG’nin sözcüsü Mustafa Bali ile basın toplantısı sırasında “gözyaşlarını tutamaması(!)” tam bir skandaldır. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne şahsen ABD, ABD Savunma Bakanlığı tarafından yapılmış büyük bir haksızlıktır. Yazıklar olsun!”
Haber7
