Geçen günlerde merkez Seyhan ilçesindeki Yalmanlı Mahallesi’nde suyu çekilen Seyhan Irmağı kıyısındaki 3 bine yakın kovanda on binlerce arı öldü. Yetiştiriciler ölümlerin sudaki kirlilik olduğunu savunarak yetkililerden yardım isterken, ÇÜ Ceyhan Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Armağan Fazilet Ütük, arı ölümlerinin çok sebepli bir olay olduğunu açıkladı. Ütük, bunu netleştirmek gayesiyle ergin arılardan, yavru arılardan, baldan, topraktan, sudan örneklerin alınması ve uygun laboratuvarlarda gerekli tahlillerin yapılması gerektiğini bildirdi.
Arılar kış salkımına giremedi
Adana’da hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Armağan Fazilet Ütük, “Arıların kış salkımı yapması gerekiyordu ancak kış salkımına girmediler. Personel arılar hala çalışmaya devam ediyor. Münasebetiyle arılar çalıştığından, kovan içinde kraliçe arı da yumurtlamaya devam ediyor. Yani yavru gözleri devam ediyor. Bu olmaması gereken bir olguydu. Personel arılar da yavru beslemek için bal gözleri yerine yavruya yönelmiş durumdalar. Bu da bir gerilim kaynağı. Birkaç gün sonra soğuklar başladığında kış salkımı oluşturacak ancak kovanda kâfi bal ve polen stoğu bulunmadığı için kışı rahat bir formda atlatamayacak ve önümüzdeki bahar aylarında tekrar koloni kayıplarının görülme ihtimali var” diye konuştu.
‘Arıya gereken gıdayı ayırın’
Arı yetiştiricilerine tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Ütük, “Yetiştiriciler iyi arıcılık uygulamalarına devam edecekler. Sıcaklığın mevsim normallerinden yüksek gittiğini göz önünde bulundurup kovanda kâfi bal ve polen stoğunu bulunduracaklar. Arıya gereken gıdayı ayıracaklar. Sıkışık yetiştirmeden kaçınacaklar. Bu vesileyle önümüzdeki bahar periyodunda oluşacak kayıpları önlemiş olurlar. Onun dışında uygun numuneleri alacaklar. Kendilerini de bu hususta yetiştirecekler” dedi.
Arı ölümlerinin sebepleri
Arı ölümlerinin mümkün sebeplerini de sıralayan Ütük, şöyle konuştu:
“Özellikle son devirde ekolojik yapıların değişmesi, global iklim değişiklikleri, sıcaklıkların artması, arı hastalıkları ve zararlıları, gübre, pestisit ve arıcılar tarafından kimi antibiyotiklerin ağır ve bilinçsiz bir formda kullanımı, koloni idaresinin tam olarak bilinmemesi, ağır bal sağımı yapılması, beslenme yanılgıları, uygun ırk kullanmama ya da akrabalı yetiştirmenin çok ağır yapılması üzere birçok olgu arı ölümlerinin sebepleri ortasındadır. Bunu netleştirmek emeliyle ergin arılardan, yavru arılardan, baldan, topraktan, sudan örneklerin alınması ve uygun laboratuvarlarda gerekli tahlillerin yapılması gerekiyor. Bilhassa paraziter, bakteriyel, viral, mantar hastalıklar istikametinden ilgili referans laboratuvarlarda tahliller yapılmalıdır. Su, toprak, toksin analizleri yapıldıktan sonra sonuçların elde edilmesi ve bu sonuçların birlikte kıymetlendirilmesi gerekiyor. Tek taraflı bir tahlil yaptırdıktan sonra yalnızca bir hastalığa rastladığınızda da ‘sebebi bu’ diyemezsiniz. Tüm tahlillerin sonucu geldikten sonra yetiştiricilik yanlışsız yapılıyor mu, bu devirde bir yanılgı yapılmış mı hepsini birlikte değerlendirip karar verilmelidir.”
Haber7
