Yunanistan ve Kıbrıslı Rumların Akıncı’nın kaybetmesi ile büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını tabir eden uzmanlar, “Doğu Akdeniz’de KKTC-Türkiye iş birliği güç havzalarının garanti altına alınması demek. Doğu Akdeniz’de KKTC ile iş birliği yapamayan bir Türkiye, Akdeniz kıyılarına gerçek sıkıştırılmış bir ülke pozisyonuna gelecekti. KKTC’nin Doğu Akdeniz’de Türkiye ile işbirliğini arttırması ve bölgede yeni bir güç paktı oluşturulması elzem görünmekte” değerlendirmesinde bulundu.
Doğu Akdeniz denklemindeki gelişmeler ele alındığında KKTC’deki seçimler elbet bölgede dönüm noktası olarak görülüyordu.
Cumhurbaşkanlığı ikinci tıp seçiminde Başbakan Ersin Tatar ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yarıştı. Ersin Tatar oyların yüzde 51,69’unu alarak yeni cumhurbaşkanı oldu. Bağımsız aday Mustafa Akıncı’nın oy oranı ise yüzde 48,31’de kaldı.
Türkiye’yi bölgede dışlayan bir siyaset izlemeyi tercih eden Mustafa Akıncı, Yunanistan ve Rum yönetimi ile iş birliği yapmayı tercih ediyordu.
TÜRKİYE’NİN DOĞU AKDENİZ’DE ELİ GÜÇLENECEK
Mevzuya ait değerlendirmelerde bulunan Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Hasan Özkan, KKTC’deki seçimlerin Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin elini güçlendireceğine vurgu yaptı.
“Türkiye-KKTC ortasındaki iş birliğinin kazanımlarının konuşulacağı yeni bir yüzyılın kapısı açılmıştır ve Kıbrıs Türkleri de bu yüzyılın anahtarını Ersin Tatar’a emanet etmiştir. Doğu Akdeniz’de KKTC ile iş birliği yapamayacak bir Türkiye hayali ile Akıncı’ya dayanak veren Rumlar, Yunanistan ve öbür destekçileri büyük bir hezimete uğradılar. Türkiye ile KKTC’nin iş birliği, Doğu Akdeniz’de güç havzalarının garanti altına alınması, dolayısı ile iki ülkenin geleceğinin garanti altına alınması demektir.
“KIBRIS HİÇ BATMAYACAK UÇAK GEMİSİ GİBİDİR”
Doğu Akdeniz’de KKTC ile iş birliği yapamayan bir Türkiye, Akdeniz kıyılarına gerçek sıkıştırılmış bir ülke pozisyonuna gelirdi. Kıbrıs Akdeniz’de adeta hiç batmayacak bir uçak gemisi üzeredir. Stratejik olarak çok değerlidir, bu pozisyonu itibariyle Rusya, ABD, Fransa, İngiltere, Çin üzere ülkelerin burada daimi bir biçimde bulunmak istemeleri rastlantısal değildir.”
“KKTC’NİN TANINIRLIĞI ARTMALI”
Önümüzdeki devirde KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını kullanabilmesi ve dünya siyasetinde tanınırlığının arttırabilmesinin kıymetli olduğunu tabir eden Özkan, “KKTC’nin hem Doğu Akdeniz’deki haklarını kullanabilmesi, hem de dünyada siyasi tanınırlığını arttırabilmesi için önünde çok kıymetli bir süreç mevcuttur. BM Genel Sekreterliği ile de uyum içerisinde artık federasyon yerine iki devletli tahlilin de BM nezdinde kabul edilmesi için gayret sarf edilmesi gerekmektedir.” dedi.
DOĞU AKDENİZ’DE GÜÇ PAKTI KURULMALI
Doğu Akdeniz’de yeni periyotta Türkiye ile KKTC iş birliğinin artması gerektiğini belirten Özkan, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Doğu Akdeniz’de yeni bir enerji paktı oluşturulması elzem görünmektedir. Bu pakt içerisinde yer alacak KKTC’nin de artık Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ismiyle egemenliğini devam ettirmesinde hiçbir sakınca olmadığı üzere, tam tersine Pakt içerisine girecek başka ülkelerin de Kıbrıs Türk Cumhuriyetini siyasi olarak tanımasına yarar sağlayacak ve uzun vadede büyük çıkarlar getirecektir.”
Haber7
