Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Yöneticisi Orgeneral Yaşar Güler ile Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası kapsamında yapılan faaliyetleri noktasında incelemek üzere geldiği Libya’nın başşehri Trablus’taki temaslarını sürdürüyor.
Akar, Libya’da Mehmetçik ile, Orta Akdeniz’de hizmet yapan Türk Deniz Vazife Kümesi gemisi TCG Giresun’da bir araya geldi.
“ERDOĞAN’IN DİREKTİFİYLE DEĞERLI FAALİYETLER MEKANINA GETİRİLİYOR”
Akar, Mehmetçiğin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifleri doğrultusunda karada, denizde ve havada değerli faaliyetleri noktasına getirmeye devam ettiğini belirtti. Kahraman ve fedakar TSK mensuplarının “ölürsem şehit, kalırsam gazi” anlayışı içinde büyük fedakarlık ve kahramanlıkla gece-gündüz, dağ-bayır, yaz-kış demeden kendilerine verilen vazifeleri büyük kahramanlıkla noktasına getirmeyi sürdürdüğünü lisana getiren Akar, “Mehmetçiğimizin kahramanlık ve fedakarlığı, asil milletimizin sevgisi, itimadı ve duası ile Sayın Cumhurbaşkanımızın talimat ve destekleriyle geldiğimiz bu nokta son aşama gurur verici, övünç duyulacak bir noktadır” diye konuştu.
KOVİD-19 AÇIKLAMASI
Akar, konuşmasında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınması gereken tedbirler ile savunma ve güvenlik bahislerine değindi. Türkiye ile Libya arasında 500 yıla varan ortak tarih, kültür, anlayış ve inanç birlikteliği bulunduğuna işaret eden Akar, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Burada önemli kasvet, haksızlık, adaletsizlik vardı. Biz de burada atalarımıza yaraşır biçimde yapmamız gereken ne varsa, memleketler arası hukuk, adalet neyi gerektiriyorsa bu manada buradayız ve sonuna kadar da burada olmaya devam edeceğiz. Libyalı kardeşlerimizle beraberiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın, bundan da vazgeçmemiz kelam konusu değil.”
“TÜRKLER GELDİ BURANIN KADERİ, HAFTER’İN DURUMU DEĞİŞTİ”
Yurt dışında vazifeli işçinin yalnızca kendi vazifelerini yapmadığını, tıpkı devranda memleketlerini temsil ettiklerini ve bunun da kendilerine birtakım sorumluluklar yüklediğini bildiren Akar, şöyle konuştu: “Bizim buradaki vazifemiz askeri eğitim iş birliği ve danışmanlık. Elimizden geldiğince Libyalı kardeşlerimize bu sahalarda ek sağlamaya çalışıyoruz. Darbeci Hafter’in bütün Libya’ya hakim olmak üzere hayali neredeyse gerçek olmak üzereydi. Ama sizlerin ekleriyle dengelerin değişmesi bunu durdurdu, engelledi. Bunu yalnızca biz değil dünya umumunda basın, akademi şuraları ve askeri çevreler de ‘Türkler geldi buranın kaderi, Hafter’in durumu değişti’ kararını rahatlıkla söylüyor.”
“KAHİRE’DE KENDİLERİNE NAZARAN BİR ŞEYLER YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Libya’yı temsil eden Fayiz es-Serrac hükümeti ile yapılan mutabakatların yanı sıra Başbakan Serrac’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı davet mektubu üzerine Libya’da hizmet yapmaya başladıklarını bildiren Akar, “Şimdi, o kadar devlet liderinin bulunduğu ve üzerinde mutabık kaldığı metni bir tarafa bırakmışlar Kahire’de kendilerine nazaran bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bunlar işi sulandırmaktan, kaçak dövüşmekten diğer bir meale gelmiyor. Bu arada Mısır da kendince bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bunların hiçbirinin muteberliği yok, bunların niyetleri rastgele bir halde tahlil, birlik ve beraberlikten yana değildir. Kendi zatî menfaatlerini yanına getirme çabasındalar. Bunların niyetleri belli” tabirlerini kullandı.
LİBYA’DA BULUNAN CESETLER
Libya ordusunun, başşehir Trablus’un güneyi ile Terhune ve etrafında Hafter’e bağlı güçler tarafından oluşturulan toplu mezarlardan aralarında bayan ve evlatların da bulunduğu 200’den fazla ceset bulduğunu anımsatan Akar, “Bu bir insanlık kabahatidir. Bunlara karşı uğraş eden kişilerle berabersiniz. Bu, onurlu bir durum ve tavırdır. Kederde de kıvançta da Libyalı kardeşlerimizle beraberiz. Libya Libyalılarındır. Biz Libyalıların hak ve hukukunu alması konusunda kendilerine memleketler arası hukuka elverişli metinler çerçevesinde yardımcı olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
“BURADA YAPTIĞIMIZ TARİHTEKİ MEKANINI ALACAKTIR”
Libya’daki Mehmetçiğin hizmetini güzide bir formda yanına getirdiğine dikkati çeken Akar, “Burada yaptıklarınız tarihteki değerli tarafını kesinlikle alacaktır” dedi.
HASTANEYE ZİYARET
Bakan Akar ve Orgeneral Güler, daha sonra Mitiga Hastanesi’ne geçti. Bir periyot Hafter milislerinin ataklarına gaye olan hastanede incelemelerde bulunan Akar ve Güler, buradaki Türk sıhhat çalışanı ile de sohbet etti.
HELİKOPTERLE TCG GİRESUN’A GİTTİ
Bakan Akar ve Orgeneral Güler daha sonra askeri helikopterlerle Mitiga Havaalanı’ndan, Orta Akdeniz’de hizmet yapan Türk Deniz Hizmet Kümesi gemisine geçmek üzere hareket etti. Helikopterle TCG Giresun’a inen Akar ve Güler, Savaş Harekat Merkezi’nde çalışmalara ait haber aldı. Harekat Merkezi’ndeki hizmetlilerle tek tek görüşen Bakan Akar ve Güler gemi çalışanı ile bir araya geldi.
YUNANİSTAN’A GÖNDERME
Savunma ve güvenlik hususlarına ilaveten Akar, buradaki konuşmasında, Yunanistan’ın Ege’de son periyotta gerginliği artıran davranışlarına da dikkati çekti. “Uluslararası itilaflara uymaz olarak 23 adanın 16’sının silahlandırılması, askeri statü kazandırılması kabul edilemez” diyen Akar, “Bu çok açık ve net formda Lozan’ı ihlaldir. Dünyanın hiçbir yanında karasuları 6 mil, hava meydanı 10 mil olan bir ada yoktur. EGEAYDAK’da hiçbir biçimde mutabakat sağlanmamışken ‘Hepsi benim’ diyorsunuz. Kimi Yunan akademisyenler, politikler, emekli erler de bizim dediğimiz yanda icmaller yapmaya başladı. Yunanlı dostlarımızdan aklıselimle yapılan bu değerlendirmeleri dikkate almalarını bekliyoruz” sözlerini kullandı.
“MENFAATLERİMİZİ HIMAYEYE KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ”
Deniz Kuvvetleri’nin Türkiye’nin hak, alaka ve menfaatlerini muhafazaya kararlılıkla devam ettiğini lisana getiren Akar, şöyle devam etti: “Ege, Akdeniz ve Kıbrıs ile ilgili hiçbir oldu bittiye meydan vermeyecek, müsaade etmeyeceğiz. Türkiye’nin içinde olmadığı hiçbir tahlil tutarlı bir tahlil olmayacaktır, bunu herkesin bilmesi lazım. Türkiye, Kıbrıs’ta garantördür. Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin ve kendi haklarımızın gereği neyse bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da tıpkı ciddiyet ve samimiyetle, birebir dikkat ve hassasiyetle yapmaya devam edeceğiz. Bizim hak ve menfaatlerimizin çiğnenmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Sair taraftan da iyi komşuluk bağlantıları, diyalog, barışçıl yol ve formüller çerçevesinde milletlerarası hukuka, deniz hukukuna münasebetli formda yapılması gereken ne varsa yapacağız.”
Türk ve Yunan savunma bakanlıklarından askeri heyetlerin, ikisi Atina’da olmak üzere üç sefer içtima yaptığını hatırlatan Akar, dördüncü içtimanın Ankara’da yapılmasını beklediklerini de söyledi.
“FRANSA’DAN ÖZÜR BEKLİYORUZ”
“Türk donanmasının Fransız askeri gemisini taciz ettiği” cephesindeki argümanlara da değinen Akar, bunun büsbütün gerçek dışı olduğunu kaydetti.
Bununla ilgili Türkiye’nin haklılığını kanıtlayan haber, doküman, görsel kayıtların müttefikler ve NATO karargahındaki sivil ve askeri yetkililerle paylaşıldığını anımsatan Akar, Fransa’nın ise kendi argümanlarını kanıtlayan rastgele bir evrak sunamadığına dikkati çekti.
Akar, “Tüm bu hadiselerden sonra yapılanın askeri değil külliyen politik birtakım hesaplar peşinde yapılan kumpaslar olduğunu, binaenaleyh Fransa’nın Türkiye’den özür dilemek zorunda olduğunu tabir ediyoruz” dedi.
NATO’nun hala dünyanın en muteber, caydırıcı ve sürdürülebilir ittifakı olmaya devam ettiğini vurgulayan Akar, şunları kaydetti: “İttifakın sıhhati tarafındadır, ‘beyin ölümü’ gerçekleşmemiştir. NATO, gücünü değişen güvenlik ortamına muvaffakiyetle adaptasyonuna borçludur. Fransa dahil 30 NATO memleketi, karada, havada, denizde, sivil ve er ögeleri ile dünya ve nahiye barışı, istikrarı için gece gündüz savaş ederken, ‘NATO’nun dimağ vefatı gerçekleşmiştir’ üzere tabirler yanlışsız değildir. İttifakın temsil ettiği dayanışma ve müttefiklik geleneğine önemli zarar veren bu söylemler, NATO’nun sahiden dimağ mevtini isteyenlerin işini kolaylaştırır.”
Haber7
