Bozan, AA muhabirine su eserleri ihracatına ait açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin su eserleri ihracatının ocak ayında geçen yılın ocak ayına nazaran yüzde 12 artarak 100 milyon 809 bin dolarla tarihinin en yüksek düzeyine çıktığını aktaran Bozan, “Geçen yılın ocak ayında 90 milyon 298 bin dolar olan su eserleri ihracatı, 2021’in ocak ayında 100 milyon 809 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Su eserleri ihracatında birinci sırada 31 milyon 677 bin dolarla levrek yer alırken bunu, 25 milyon 469 bin dolarla çipura izledi.
Alabalık ve orkinos ihracatından ise ülkemize 10’ar milyon dolarlık döviz girdisi sağlandı. Son yıllarda su eserlerinin parlayan yıldızı Türk somonu ihracatı ise 678 bin dolardan 9 milyon 753 bin dolara yükseldi. Bilhassa Türk somonuna olan talep, levrek ve çipuramız üzere hem ülkemizde hem dünyada yüksek oranda paha kazandı.” bilgilerini verdi.
“İŞLENMİŞ VE DONDURULMUŞ ESERLERİMİZE TALEP ARTTI”
Bozan, yalnızca Türk balık ihracatçılarının 2020 yılını global aksiliklere karşın iyi değerlendirdiğini belirterek, bilhassa restoran üzere yerlerin kapanması sonucunda, halkın meskende balık tüketimine yöneldiğini söyledi.
Böylelikle balık pişirme konusundaki bir çok önyargının azalarak sağlıklı beslenmenin kıymetinin bir kere daha anlaşıldığını anlatan Bozan, “Küresel bazdaki sorunlu ortam, bedelleri ön plana çıkararak balık tüketimini artırdı. İşlenmiş ve dondurulmuş eserlerimize de ayrıyeten talep arttı. Öbür bir bahis kültür balıkçılığına dair yanlış kanıların azalması ve yetiştirilen balıkların içindeki varlıklı besin bedellerinin anlaşılmasıdır. Bu sayede kesimimizin ihracat sayıları arttı.” diye konuştu.
“TÜRK SOMONU TÜM PAZARLARDA DEĞERLİ BİR YER EDİNECEK”
Bozan, Türk su eserleri kesiminin büyümeye devam ettiğini belirterek, Mersin ve Aydın vilayetlerinde üretime açılmış yeni alanlarda müsaade süreçlerini tamamlayarak çipura levrek kapasitesinin artırıldığını söyledi.
Bozan, şunları kaydetti:
“Karadeniz Bölgesinde çeşitli vilayetlerde açılan yeni üretim alanlarında da, son periyodun gözdesi Türk somonu üretimini başarılı bir formda gerçekleştiriyoruz. Bu eser hem kesim ihracatında yeni bir kalem olarak tüm pazarlarda değerli bir yer edinecek hem de ülkemizin ithal ettiği Norveç somonu diye bilinen balık için harcadığımız dövizin cebimizde kalmasını sağlayacak diye düşünüyoruz.
2021 yılında Türk somonu kapasitesini süratle arttırıp başta uzak doğu pazarları olmak üzere, daha geniş bir pazar yelpazesinde ihraç ederek toplam ihracat girdimizi üstlere çıkaracağız. Yeniden yeni açılmış üretim alanları olan Mersin, Aydın ve Adana’daki kapasitelerimizi tam kapasiteye çıkartarak rekabetçi maliyetlerle rakip ülkelerin pazarlarından daha fazla hisse almaya çalışacağız.”
“DONDURULMUŞ ESERLERE YÜK VERMEK ARZUSUNDAYIZ”
Bozan, Kovid-19 salgını süreciyle birlikte balığın tüm yararlarını tüketicilerin daha açık bir halde görmeye başladığını söz ederek, “Bağışıklık sistemini koruduğu, içindeki omega 3 ile kalp sıhhatine olumlu tesiri olduğu ve çocuklarda zeka gelişimini desteklediği uzmanlarca da sıkça belirtilmeye başlandı. Sağlıklı ve istikrarlı beslenme için balığın içinde bulunan protein yağları, hücrelerin onarılması ve yeni dokuların imali için çok büyük ehemmiyet taşımaktadır. Bu nedenle protein bakımından varlıklı olan balığın tüketiminin artırılması hayli değerlidir.” bilgilerini verdi.
Bu bağlamda Türk su eserleri dalının yetiştirdiği; çipura, levrek, granyöz, alabalık, somon alabalık ve orkinos tanıtımlarına daha fazla değer vereceklerini anlatan Bozan, bu biçimde yurt içinde kişi başı 6 kg/yıl civarında olan tüketimi artıracaklarını ve birebir vakitte yurt dışında mevcut pazarlardaki hisselerini büyüteceklerini söyledi.
Türk su eserleri ihracatçılarının Çin üzere yeni pazarlarda eserleri tanıtmak için faaliyetlerde bulunacağını aktaran Bozan, “Balık tüketimi pandemi boyunca gerek ülkemizde gerekse dış pazarlarda artış göstermiştir. 2020 yılında da tüketim ölçüsü yurt içi satışlar ve ihracata büyük oranda yansımıştır. 2021 yılında da tüketimin büyük oranda artacağını öngörüyoruz.
Balık tüketiminin bu devirde gerek ülkemizde gerekse dış pazarlarda daha çok işlenmiş, dondurulmuş ve konserve eserlere kaydığını gözlemekteyiz. Bu trendi iyi değerlendirip hem yurt içinde hem de ihracatta işlenmiş ve dondurulmuş eserlere yük vermek isteğindeyiz. Bunu takiben de markalaşma konusu süratle gündeme gelmelidir. Bu tarafta çalışmalara tartı vereceğiz.” yorumunu yaptı.
“2021’DE DAHA DA BÜYÜYEREK ÜLKE İKTİSADINA KATKI SAĞLAMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”
Su Eserleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği Lider Yardımcısı İhsan Bozan, bugüne kadar attıkları her adımda çevresel faktörleri göz önünde bulundurarak topluma karşı olan sorumluluklarının şuuruyla ve her vakit kurumsal prensipler doğrultusunda hareket ettiklerini tabir etti.
Salgınla birlikte beslenme formunun de olumlu istikamette değişmesini takiben, Türkiye’ye katma kıymet sağlayacak yeni eser çeşitleriyle faaliyetlerini sürdüreceklerini belirten Bozan, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Sektörün makûs niyetle ve kasıtlı olarak karalandığı herkesin malumudur. Bu çeşit eforlar maalesef halkımızı kolay ikna ediyor. Bu nedenle yatırım evrelerinde, bilhassa ÇED süreçlerinde gecikmelere neden olmaktadır. Gerek kamu oyundaki bu yanlış algının kırılması için tanıtım faaliyetleri gerekse bürokrasideki muhataplarımızın daha fazla bilgilendirilmesi de önümüzdeki periyot esas çalışma konularımız olacaktır.
Başkan üretici ve ihracatçı durumumuz gereği, ihracata açılan yeni pazarlara ait saha stratejilerimizle, üretimimiz ve ihracatımızla 2021’de daha da büyüyerek ülke iktisadına katkı sağlamayı sürdüreceğiz.”
Haber7
