Hayatın günlük koşturmacasında bilhassa tüm gün çalışan ve akşam yemeği için pratik arayışlar içine giren şahısların sıkça tercih ettiği sodyum içeriği yüksek olan hazır çorbaları tüketirken dikkatli olmak gerekiyor.
Hazır çorbaların çok tüketimi konusunda farklı açıklamalar yapan Diyetisyen Gizem Gençyürek, “Bilhassa hipertansiyon hastaları için büyük bir risk oluşturur. Sağlıklı bireylerde de kan basıncını olumsuz etkileyebilir. Hazır çorbaların sık tüketimiyle metabolizma ve bağırsak florasında bozukluk oluşabilir ve kalp-damar rahatsızlıkları, kanser, metabolik sendrom üzere birçok hastalığa davetiye çıkarabilir” dedi.
Hazır çorbaların kolay ve süratli hazırlanması nedeniyle birçok kişi tarafından tercih edildiğini belirten Pendik Medipol Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Kısmından Diyetisyen Gizem Gençyürek, “Bu besinlerin çok büyük bir kısmı çeşitli katkı ve kollayıcı hususlar içerir. Ayrıyeten hazır paketli her besinde olduğu üzere hazır çorbaların sodyum içeriği yüksektir. Sodyum içeriği bilhassa hipertansiyonu olanlar için büyük bir risk oluştururken, sağlıklı bireylerde de kan basıncını olumsuz etkileyebilir birebir vakitte bedende ödem oluşmasına neden olabilir” diye konuştu.
“Metabolizmayı bozabilir”
Sıkça tüketilen hazır çorbaların kilo alımına da neden olabileceğine değinen Diyetisyen Gençyürek, şöyle devam etti:
“Bu çorbalar meskende taze besinlerle yapılan çorbalar kadar lif ve besin öğesi içermemesi nedeniyle daima tüketen şahıslarda beden için kıymetli rol oynayan besin öğelerinin eksikliği meydana gelebilir. İçeriğindeki sıhhatsiz yağlar ise kilo artışına sebep olabilir. Hazır çorbaların sık tüketimi ile metabolizma ve bağırsak florasında bozukluk oluşabilir ve kalp-damar rahatsızlıkları, kanser, metabolik sendrom üzere birçok hastalığa davetiye çıkarabilir. Ayrıyeten kilo verme ve kilo denetimi sağlama evresinde da hazır çorbalar yerine konutta yapılan bilhassa zerzevat ve kurubaklagil içeriği yüksek lif açısından varlıklı çorbalar tercih edilmelidir. Lakin katkı ve gözetici husus içermeyen hazır çorbalar bir alışkanlık olarak değil, çok ender güç anlarda tüketilebilirler.”
“Beyaz un ve şehriye bağışıklık için tehlikeli”
Konutta yapılan çorbaları sağlıklı ve sıhhatsiz hale getiren etkenleri açıklayan Diyetisyen Gençyürek, şöyle devam etti:
“Evde yapılanı makbul olan bilhassa kış günlerinin vazgeçilmezi çorbaların besin kıymetini artırmak yahut sıhhatsiz hale getirmek kendi elimizde. Bir yandan soğuk havalarla bir yandan pandemi süreciyle savaşırken hem bağışıklığımızı güçlendirmeye hem de kilo denetimi sağlamaya gereksinimimiz var. Çorbaların içeriğine koyacağımız karabiber, kırmızı toz biber, pul biber, kimyon, zerdeçal üzere baharatlar hem metabolizmamızın hem de bağırsaklarımızın çalışmasını düzenleyerek beden direncini artırır hem de kilo denetimi sağlamaya yardımcı olur. Sağlıklı ve besin kıymeti yüksek bir çorba elde etmek için mevsim sebzelerini kesinlikle çorbalarımıza eklemeliyiz. Ayrıyeten posa bedelini artırmak ve bitkisel protein içeriğini zenginleştirmek için kurubaklagilleri çorbalarımıza eklemekte yarar var. Tam tahıl eserlerini de (bulgur, karabuğday, esmer pirinç gibi) tekrar çorbalara eklememizde yarar var. Bununla birlikte çorbalarda kullanılan yağ kıymetli. Hayvansal yağlar doymuş yağ kaynakları oldukları için yerine bitkisel yağları bilhassa zeytinyağını kullanmayı her vakit öneririm. Çorbalara eklenen fazla ölçüde tuz, katı yağlar, yağlı etler, kolay karbonhidrat kaynaklarından olan beyaz un, erişte, şehriye, makarna, pirincin bağışıklığımız, bağırsak sistemimiz ve kilo denetimimiz için tehlike yarattığını unutmamalıyız.”
Haber7
