Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasının akabinde başlayan provokatif protestolarla müdahale ile ilgili Güney Yerleşke ana giriş kapısına polisin kelepçe takmasının arkasındaki gerçek ortaya çıktı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kelepçe imajıyla ilgili açıklaması şu biçimde;
“Üniversiteye girmeye çalışan, Boğaziçili olmayan, terörle iltisaklı yasa dışı kümelere, müsaade vermeyen Türk Polisi, hakikat yapmıştır…
“İKİNCİ DEFA YENİDEN VANDALLIKLA KAPILARI KIRDILAR.”
Şiddetle, Boğaziçi Üniversitesi’nin kapısını kırdılar. Polisimiz, kırılan kapıyı güvenlik için plastik materyaller ile tutturdu. İkinci sefer yeniden vandallıkla kapıları kırdılar… Özel güvenlikçilerin kelepçesi ile Polisimiz, tekrar kapıları birbirine tutturdu.
Bunu eleştirenlere soruyorum:
Ne yapılsaydı yani!?
1- Terörle irtibatlı yasa dışı kümelerin üniversiteye girmesine müsaade mi verilseydi?
2- Polise katil diyenlere göz yumulup “buyurun geçin” mi denseydi?
3- Terör örgütü marşı okuyanlara üniversite, teslim mi edilseydi?
4- Yahut “Durun lütfen! Kapı tamircisi yahut çilingir çağıralım.” mı denseydi?
Türk Polisi, kanunun gereğini yerine getirmiştir. 12 Eylül periyoduna atıf yapanlara söylüyorum: Demokrasi hukuk ve insan hakları konusundaki siciliniz kapkaradır…
İşi gücü bırakıp ipliğinizi pazara çıkarırız. Lakin Milletimize sorumluluğumuz ve yapılacak işimiz var.
Devlet olarak, Aziz Milletimizin dayanağı ve kanunun verdiği yetki ile kamu nizamı ve inancını, huzurumuzu, bozmaya çalışanlara müsamaha gösteremeyiz.”
Haber7