Prof. Dr. Recep Bozdoğan köşesinde kaleme aldığı yazıda “Pandemi sürecinde krizden krize sürüklenen İtalya, Fransa ve İspanya üzere ülkelerde olay sayıları hayli azalmışken, İngiltere olağanlaşmaya geçmişken Türkiye’de hadise sayılarının olağandışı düzeylere çıkmasının nedeni maalesef vatandaşlarımızın kıymetli bir kısmının bu bahiste gayriciddi bir tavır sergilemesidir.” sözlerini kullandı.
İşte Recep Bozdoğan’ın ‘Bize bir şey olmaz’ başlıklı o yazısı;
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kabine toplantısında alınan kararları dün akşam halkımızla paylaştı.
Cumhurbaşkanlığı kabinesi 29 Nisan-17 Mayıs tarihleri ortasında “tam kapanma” kararı aldı.
Devletin yaptığı harikulâde sıhhat yatırımlarına ve alınan sayısız önleme karşın bu noktaya gelindi.
Neredeyse her kentte yüzlerce, kimilerinde ise binlerce yatak kapasitesine sahip kent hastaneleri kuruldu.
Mevcut devlet hastaneleri ile tıp fakültesi hastanelerinin kapasitesi neredeyse iki katına yükseltildi.
Tabip, hemşire, ebe, hasta bakıcı, acil sıhhat hizmetleri ve öbür sıhhat çalışanının sayısı ise hayal edilemeyecek düzeylere çıkarıldı.
Hastanelerdeki MR, tomografi, ultrason ve öbür kompleks teşhis ve tedavi aygıtlarının sayısı geçmişle mukayese edilemeyecek biçimde artırıldı.
İlaç tedarik, sıhhat kayıt ve tahlil hizmetleri büsbütün elektronik ortama aktarılarak bilgiler bir tuşla erişilebilir hale getirildi.
Halkımız tedavi olacağı hastaneyi, hekimi ve ilacını temin edeceği eczaneyi tercih edebilecek konfora ulaştı.
Türkiye’nin sıhhatte gerçekleştirdiği atılımın bir benzerinin Amerika’dan Japonya’ya kadar dünyanın hiçbir ülkesinde olmadığını rahatlıklar söyleyebiliriz.
Koronavirüs konusunda devletin aldığı önlemlerden ise dünyanın her tarafında övgüyle kelam ediliyor.
Fakat hadise sayısı hedeflenen düzeye bir türlü gerilemediği üzere can kayıplarının da önüne geçilemiyor.
HADİSE SAYILARININ OLAĞANDIŞI DÜZEYLERE ÇIKMASININ NEDENİ
Pandemi sürecinde krizden krize sürüklenen İtalya, Fransa ve İspanya üzere ülkelerde olay sayıları hayli azalmışken, İngiltere olağanlaşmaya geçmişken Türkiye’de olay sayılarının olağandışı düzeylere çıkmasının nedeni maalesef vatandaşlarımızın kıymetli bir kısmının bu mevzuda gayriciddi bir tavır sergilemesidir.
Televizyonlarda, internet sitelerinde, radyolarda, gazetelerde, ilan panolarında, duraklarda, istasyonlarda, çarşıda, pazarda hâsılı akla hayale gelebilecek her yerde sayısız ihtar, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışması yapılmasına karşın, insanımızın umursamazlığı dünyanın en kural tanımaz toplumlarına parmak ısırtmakta.
VURDUMDUYMAZCA ISRAR EDİLMEKTE
Valiler, belediye liderleri, tabipler, polisler, jandarmalar ve zabıtalar kapı kapı dolaşmakta, âdeta yalvararak pandemi kurallarına uyulmasını talep etmekte.
Kesilen cezaların ise haddi hesabı yok.
Bütün bunlara karşın gün geçmiyor ki kamufle edilmiş bir kahvehanede, kumarhaneye dönüştürülmüş bir yerde, gazinoda, cümbüş salonunda yahut en saklı, en kuytu, en izbe yerlerde beşerler burun buruna kumar oynarken, okey çevirirken, güya eğlenirken, pandemi yasaklarını çiğnerken yakalanmasın.
Taziye ziyaretleri, düğün halayları, asker uğurlama programları ve toplu mantı sıkma imecelerinde ise vurdumduymazca ısrar edilmekte.
Kimileri ise aldıkları yüksek (!) eğitime ve sahip oldukları malî güce güvenerek yalılarda, yatlarda, golf alanlarında ve kır bahçelerinde birebir umursamazlıkla yasakları çiğnemekte ve bundan da büyük bir keyif almakta.
Toplumun bir kısmı pandemi kurallarına uyma konusunda azamî ihtimam gösterip üstüne düşeni bihakkın yerine getirirken, bir kısmı ise “bize bir şey olmaz” aymazlığı içinde yalnızca kendilerini değil, yakınlarını ve toplumun tamamını tehlikeye atmakta.
“Battı balık yan gider” ideolojisiyle yaşayan bu kesim, maalesef toplumun geri kalanını da pandemiye sürükledikten sonra “atın vefatı arpadan olsun” basamağına geçmiş vaziyette.
Ümit ederim ki kabinenin “tam kapanma” kararı alma noktasına gelinmesindeki sorumluluklarını kabul ederler ve kendilerine biraz olsun çekidüzen verirler.
Allah yardımcımız olsun.
Kalın sağlıcakla.
Haber7