Covid-19 pandemi sürecinde hadise ve bilhassa ağır hasta sayısındaki artış dehşet yaratarak, “Şimdi ne olacak” sorusunu gündeme getirdi. Hususla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Sıhhat Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı – Enfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kemalettin Aydın, içinde bulunduğumuz durumu “Köprüden evvelki son çıkış” cümlesiyle açıklıyor. Günlük hadise sayısının rekor artış gösterdiği bugünlerde alınan önlemlere ahengin çok kıymetli olduğuna dikkat çeken Aydın, “Şu an uygulanmakta olan önlemleri tam kapanma öncesi yapılan son atılım olarak düşünebiliriz. Bu atılımlarla muvaffakiyet sağlayamazsak diğer ülkelerde olduğu üzere 14 günlük tam kapanma yaşayabiliriz” diyor.
EN KIYMETLİ KARAR KAFE VE RESTORANLARIN KAPATILMASI
Prof. Dr. Kemalettin Aydın, alınan tedbirler ortasında en değerlisinin kafe ve restoranlardaki kümelenmenin ortadan kalkmasına yönelik kısıtlamalar olduğunu söyleyerek devam ediyor; “Bunun nedeni, bulaşı o yerlere en çok giden 17 – 35 yaş kümesinin yayması, bedelini ise en çok 65 yaş ve üstünün ödemesidir. Bu nedenle, yayılımı engellemede en değerli tedbirler bu yerlerin kapatılması ile gece ve hafta sonu kısıtlamalarıdır” diyor ve devam ediyor;
AİLE İÇİ BULAŞ YOLLARINI ÖNLEMELİYİZ
“Şu an için en değerli sıkıntımız aile içi bulaş yollarının önüne geçemememiz. Bu, dışarıdan bir kişinin virüsü alıp konuta geldiğinde başka aile fertlerine bulaştırma riskinin devam etmesi manasına geliyor. Bunu önlemek için en değerli teklifim kuşaklararası buluşmaların önüne geçilmesidir. Bunu yapmak için kapanmalarda tüm aile fertlerinin bunu bir fırsat olarak görüp bir ortaya gelmeye devam etmesine son verilmelidir. Bu, kamusal yaptırımı olamayan bir problemdir ve yalnızca aile içi sorumluluk şuurunun artırılmasıyla düzeltilebilir. Unutulmamalıdır ki büyük kentlerde salgının yükseliş suratı lakin kamusal önlemlere ferdi önlemlerle eşlik edilmesi halinde kesilebilir.”
ARALIK AYININ 2. YARISINA DİKKAT!
Aralık ayının ikinci yarısında, başta İstanbul olmak üzere toplumsal bağışıklığın (sürü bağışıklığı) devreye girmesini beklediğini söyleyen Aydın, “Bu, toplumun neredeyse yarıya yakınının virüsle karşılaşmış yahut virüs ile enfekte olacağı için yayılım suratının makul kentlerde azalmaya başlayacağı manasına geliyor. Kısıtlama kuralları, toplumsal bağışıklık ve aşı ile bağışıklıkla birlikte ocak ayından itibaren başta İstanbul, Ankara, Bursa, Kocaeli ve İzmir vilayetlerinde salgın suratının duraklayıp aşağıya yanlışsız bir inişe geçeceğini öngörüyorum.
UYGULANMASI GEREKEN İKİ ŞEY
Pandeminin başlangıç sürecinden 1 Haziran’a kadar ‘Hayat Meskene Sığar’ derken 1 Haziran sonrası hayatımızı ‘kontrollü toplumsal yaşam’ diyerek devam ettirdik. Bu etapta her ikisini bir ortada uygulamaya gereksinimimiz var. Şu an toplam hadise sayısından çok, hasta ve ağır hasta sayımızın artışı odaklıyız. Bunu denetim edebilmek için öncelikle 32 binler civarında olan olay sayısının aşağı çekilmesi lazım.”
AŞI MİLLİYETÇİLİĞİ YAPILMASIN
Aşı konusundaki görüşlerini de sorduğumuz Prof. Dr. Kemalettin Aydın, “Aşılama konusunda devletimizin onay verdiği tüm aşıların yaptırılmasını tavsiye ediyorum. Aşı milliyetçiliğine ve aşının üretildiği coğrafyaya bakmaksızın, ülkemize gelen ve vatandaşımıza fiyatsız sunulan tüm aşıların yapılabilir olduğunu düşünüyorum. Çin aşısını yaptıran gönüllülerden biri olmam da bunun göstergesi” diyor.
Haber7
