Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, şimdi koronavirüs geçirerek ortaya çıkacak bağışıklığın ne kadar devam ettiğinin bilinmediğini söyleyerek, hastalığı geçirerek toplum bağışıklığı oluşması ve bu yolla salgının bitmesinin şimdiye kadar görülmüş bir durum olmadığını belirtti.
Prof. Dr. Ceyhan, hiçbir hastalığın şimdiye kadar toplumda bağışıklık geliştirerek sonuçlanmadığına dikkat çekerek, “Genellikle ya virüsün mutasyonu ya da faal bir aşı bulundu. Yoksa insanların hasta olmasını bekleyip, ‘sürü’ ya da ‘toplumsal bağışıklık’ denilen durumun oluşması birinci olarak insancıl değildir. Her gün 80 kişi civarında kişi hayatını kaybediyor. Bu kaybedilen şahıslar bizlerin yakınları olabilir. Münasebetiyle hiçbir ülke dikkat ederseniz, ‘Ben toplumsal bağışıklık stratejisi uyguluyorum, bu yolla salgını denetim edeceğim’ demiyor, diyemez aslında. Kaldı ki, bu durumun garantisi de yoktur” diye konuştu.
“BU HASTALIK FARKLI BULUŞUYOR”
Prof. Dr. Ceyhan, hakikaten antikor gelişmesinin bağışıklık kazanıldığını göstermediğini kaydederek, “Antikoru müspet beşerler da hastalığı geçirebiliyor. Bu, antikorun ölçüsüne, işlevine nazaran değişir. Hastalığı geçirerek, bağışık hale gelmek hiç kimsenin isteyeceği ya da hedefleyeceği bir şey değildir. Beşerler maalesef bu hastalığı grip ile karıştırıyor. Gripte nitekim her hastalanan muhakkak oranda bireye bulaştırır. Lakin koronavirüste durumun bu türlü olmadığını anlattık. Bu hastalık farklı bulaşıyor. Örneğin 100 tane virüs almış kişinin 40 tanesi hiç bulaştırmıyor. 40 tanesi 1-2 şahsa bulaştırıyor. 20 tanesi de muhteşem bulaştırıcı olup, aniden yüzlerce şahsa bulaştırabiliyor. Hasebiyle siz bu bağışık hale gelen insanların ‘ne kadarı bulaşıcı özelliği olmayan kişi’, ‘ne kadarı muhteşem bulaştırıcı’ bilemezsiniz. Bu önlemleri daima almak durumundasınız” dedi.
“HASTALIĞI GEÇİRDİKÇE BULAŞICILIĞININ AZALDIĞI GÖRÜŞÜ GERÇEK DEĞİL”
Prof. Dr. Ceyhan, grip üzere beşerler bu hastalığı geçirdikçe bulaşıcılığının azalacağı görüşünün hakikat olmadığına vurgu yaparak, “Bir hastalığın toplumsal bağışıklıkla bitmesi için kaç kişinin bağışık hale gelmesi hesabı epeyce kolaydır. Hesap yapıldığında ortalama 0,7 üzere bir kıymet çıkar. Bu da toplumun en az yüzde 70’i bağışık hale gelirse salgın durur manasına gelir. ‘Toplumun yüzde 40’ı bağışıklık kazanırsa salgın durur’ formunda açıklamalar gerçek değil, bunlar olacak bir şey değil. Münasebetiyle şu an en iyi hesapla bulaşıcılık kat sayısını 2 aldığınızda yani ‘1 kişi 2 şahsa bulaştırır’ diye kabul ettiğinizde toplumun en az yüzde 50’sinin bağışık hale gelmesi gerekir” dedi.
“TOPLUMSAL MUHAFAZA SAĞLANINCAYA KADAR TEDBİRLER DEVAM EDECEK”
Prof. Dr. Ceyhan, gelecek yılın başlarında bir ya da birkaç aşının piyasaya çıkabileceğine işaret ederek, “Aşının tesiri ferdi ve toplumsal korunmadır. Ferdi korunmada mesela yüzde 90 tesirli bir aşı çıktı, yüzde 90 sizi koruyor. O aşı aile doktorlarına verildi ve gittiniz aşılandınız. O aşı sizi o oranda korur. Ancak nüfusun yüzde 60’ı aşılanmadan hiç kimse maskesini çıkarıp, aralığa dikkat etmeden dolaşamayacak.
Görüyorum ki, insanların birçoğu yanlış anlamış; aşıyı yaptırıp, artık ne maskeye gereksinimi olacağını ne de aralığa muhtaçlığı olacağını düşünüyor. Bu yanlıştır. Toplumsal korunma sağlanıncaya kadar bu tedbirler devam edecektir. Pekala, toplumsal korunma için mesela yüzde 60 oranında kişinin bağışık hale gelmesi lazım yüzde 90 tesirli bir aşıysa, yüzde 66’sını aşılamanız lazım. Bunun iki doz olduğunu düşünürseniz, ortalama 130-140 milyon civarında aşının elde olması lazım. Türkiye’ye bu kadar ölçüde aşının gelmesi de birkaç seneyi bulur” diye konuştu.
Haber7
