Düzce Üniversitesi (DÜ) Sıhhat Araştırma ve Uygulama Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Öner Abidin Balbay, Türkiye’de kararlılıkla yürütülen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile uğraşta vazife alıyor.
DÜ Tıp Fakültesi Ağır Bakım Bilim Kısmı Lideri da olan Balbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sıhhat çalışanlarının hastalığın yayılma sürecinden bu yana büyük özveri ve çabayla çalışma yürüttüğünü anlattı.
Üniversitede salgın devriyle başlayan süreçte bir laboratuvar kurulduğunu, burada kentte çeşitli hastalardan alınan Kovid-19 testlerin yapıldığını kaydetti.
Balbay, birinci andan itibaren sürecin daha sağlıklı yürüyebilmesi için çeşitli çalışmalar yaptıklarını belirterek “Laboratuvarda günlük 400 ila 600 hastanın testlerini sonuçlandırmaya çabalıyoruz. Çok ağır bir süreç ve hala birebir biçimde devam ediyor.” dedi.
“Hastalıktan korunmada birinci silahımız, hijyen ve temizlik”
Süreçte şahit olduğu olayların kendisini çok üzdüğünü lisana getiren Balbay, şöyle devam etti:
“Süreçte direkt yer aldım. Gördüğümüz görüntü bu işi çok daha fazla ciddiye almamız gerektiğini gösterdi. Hem bizler hem de vatandaşlarımız bu süreç aşı yahut bir halde bitesiye kadar el birliği ile çaba etmemiz gerekiyor. Acil servise gelen hastalarımız, teneffüs sorunuyla geliyor. Çok hafif seyirli olanı da çok ilerlemiş düzeyde olanı da var. Risk kümesindeki hastalarımızı direkt ağır bakıma alma ve makineye bağlama durumu oluyor.
Hastalıkla ilgili birçok şeyi öğrendik ancak hala bilgimiz muhakkak oranda hudutlu. Hastaların entübe durumundan çıkıp çıkmayacağını bilmediğimiz bir süreci yönetiyoruz. Hastalıktan korunmada birinci silahımız, hijyen ve paklık. Bu hastalığa şimdi yakalanmamış vatandaşlarımız, ağır bakımda yatan hastaların yaşadıklarına şahit olabilseler tahminen de paklık, maske ve araya çok dikkat ederler ve içselleştirirler, hayatlarına yerleştirirler.”
“Çok genç yaşta kaybettiğimiz hastalarımız oldu”
Hastalığın “yaşlılık hastalığı” üzere algılanmasının yanlış olduğuna işaret eden Balbay, “Çok genç yaşta kaybettiğimiz hastalarımız var. Bunun yanında rastgele bir ek hastalığı olmayıp kaybettiğimiz hastalarımız da var. Bunu asla aklımızdan çıkarmamamız lazım. Çocuklar güya bu hastalığın bir modülü değilmiş üzere bir yanlış algı var. Çocukları bir taşıyıcı olarak düşünmek lazım. Tüm toplumu ilgilendiren bir sorun ve hastalık.” tabirlerini kullandı.
Balbay, ağır bakımda yatan hastaların en büyük problemlerinin nefes alamamak olduğunu, ünitede hayata tutunmaya çalışan birçok kişinin çektiği acıyı unutamadıklarını lisana getirerek kelamlarını şöyle tamamladı:
“Göğüs hastalıkları uzmanları olarak ‘Hayat nefesle başlar, nefesle son bulur’ sloganımız vardır. Bilinmesi gerekir ki ağır bakımda bu hastalıkla gayret eden vatandaşlarımızın temel sorunu nefes alamamak. O denli ki buna ‘hava açlığı’ diyebiliriz. Her gün rahatlıkla farkında olmadan aldıkları o nefesin pahasını o anda anlamaya başlıyorlar. O hastaların nefes alamadıklarında çaresizliklerini, daha evvel farkında olmadan aldıkları o nefesin değerini bilmeye başladıklarını gördük. Bir nefes için çaresizce gözlerimizin içine bakan hastalarımızı gördük.”
Haber7
