Yunanistan, milletlerarası hukuka ters ve saldırgan bir tavırla Ege Denizi’ndeki adaları silahlandırdığını belirten uzmanlar, Türkiye’nin cephaneliğe çevrilen adalar üzerinden tehdit edildiği görüşünü savundu. Kıta sahanlığı, karasular, FIR sınırı, ihtilaflı bölgeler, adaların silahlandırılması ve Batı Trakya’daki Tük azınlığa yönelik hak ihlalleri Ankara ile Atina ortasında tansiyonu sık sık tırmandırıyor.
1960’DAN BERİ SİLAHLANDIRIYOR
Yunanistan, başta Limni-Semadirek olmak üzere Ege’deki birçok adayı 1936 Montrö Antlaşması’nı destek göstererek 1960 yılından beri silahlandırıyor. Lozan Antlaşması ve öteki milletlerarası mutabakatlarla Ege’deki adaların silahsız olması şartı getirildiği halde Yunanistan’ın Ege adalarını cephaneliğe dönüştürdü. Adaların Yunanistan tarafından silahlandırılmasının Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit olduğunu belirtiliyor. Türkiye, Yunanistan’ın bu faaliyetlerini yakından takip ederken bir yandan da memleketler arası mutabakatların kendisine tanımış olduğu hakları gündeme getiriyor.
TÜRKİYE KARŞI YAPIYORLAR
Rodos, İstanköy ve On İki Ada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (ROİSDER) Lideri Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, Lozan ve Paris mutabakatlarına karşıt hareket eden Yunanistan’ın Ege’deki 23 adanın büyük kısmını cephaneliğe çevirerek memleketler arası tüm mutabakatları ihlal ettiğini söyledi. Lozan Antlaşması’na nazaran Atina’nın Limni, Sakız, Sisam ve İstanköy adalarında yalnızca güvenlik maksadıyla polis ve jandarma bulundurma hakkı olduğunu anlatan Kaymakçı, Yunanistan’ın bu mutabakatları hiçe sayarak on binlerce askeri Rodos ve Midilli’ye yerleştirdiğini aktardı. Kaymakçı şöyle devam etti: “Atina adaları askeri üs bölgesi haline getirdi. Şu anda 18 ada silahlandırılarak cephanelik haline getirildi. Limni, Midilli, İstanköy ve Rodos adalarına Türkiye’ye karşı jet harekatı için havaalanı inşa edildi ve savaş uçakları yerleştirdi. Hasebiyle Türkiye’ye karşı potansiyel tehdit var. Türkiye, egemenliğini tehdit eden bu sorunu çözmek için milletlerarası haklarını kullanmak durumundadır.
MILLETLERARASI HUKUKU İHLAL EDİYOR
Trakya Üniversitesi İİBF Memleketler arası Münasebetler Kısım Lideri Prof. Dr. Sibel Turan da Türk-Yunan alakalarının çatışma, uzlaşmazlık ve gerginlik odaklı yürüdüğünü söyledi.
Milletlerarası sistemde 1960’lardan itibaren bloklar ortası tehdit algılarının azalarak blok içi uyuşmazlıkların ve çatışmaların arttığına dikkati çeken Turan, “Başta Kıbrıs ve Ege problemleri olmak üzere Türkiye ve Yunanistan ortasındaki uzlaşmazlıklar iki ülkeyi birçok defa sıcak savaşın eşiğine kadar getirdi” dedi.
Türkiye’nin güvenliği tehdit altında
Prof. Dr. Sibel Turan, Yunanistan’ın, memleketler arası hukuku açık bir biçimde ihlal ettiğini tabir ederek, “Dolayısıyla Yunanistan, milletlerarası hukuku açık bir formda ihlal etmektedir. Bu nedenle Doğu Akdeniz’de yaşanan şimdiki gelişmeler ve Yunanistan tarafının yaratmaya çalıştığı tansiyonun gerçek okunması son derece kıymetlidir. Yunanistan’ın her türlü hukuk dışı ve saldırgan tavrına karşın Türkiye, gerek Doğu Akdeniz’de gerekse Ege Denizi’nde milletlerarası hukuktan doğan egemenlik haklarını ve ulusal çıkarlarını korumak ismine her türlü haklı talebini barışçıl formüllerle ve diplomasi sonları içerisinde tahlil odaklı yaklaşımlarla sürdürdürüyor. Bu ziyadesiyle değerli” diye konuştu.
Yenişafak
Haber7
