Çelik’in açıklamalarından satır başları şu biçimde;
SALGINLA UĞRAŞ ADIMLARI
Teşkilatlarımızın çalışmaları, geçen yılki gayelere ulaşma ölçümüz, yeni yılda cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla ilgili kapsamlı bir kıymetlendirme paylaştılar.
Teşkilatlarımızla ilgili kıymetlendirme hem genel liderimiz hem MYK için en kıymetli bahislerin başında gelmektedir. KOVİD sürecinde teşkilatlarımızla bir ortaya gelme noktasında çeşitli kasvetler oldu ancak 13 Ocak’tan vilayet kongrelerimize KOVİD tedbirlerine uyarak tekrar başlıyoruz.
Yeni devirde sizinle paylaşacağım mevzular çerçevesinde, demokrasi konusunda, ıslahatlar konusunda gerçekleştireceğimiz faaliyetler var.
Geçen Yılın siyasi krizi Kasım Süleymani’nin vefatıyla başlamıştı. 2020 yılı hafızalara kazınan bir sürü olayla doldu. En kıymetlilerinden birisi bir pandeminin olması. Yeni aşı çalışmalarıyla umuda kavuşan bir sarsıntı yarattı.
Orijinal virüs ve bakteriler hayata giriyor. İnsanın tabiatla ahengini sağlayacak bir siyaset perspektifine geçilmesi kıymetli. Bir anlık sokağa çıkma yasaklarıyla, tabiat kendine geldi. Öğrenilmesi gereken en değerli derslerden birisi tabiat bizim rakibimiz değildir.
Dünya’daki inanılmaz gelişmeler karşısında Türkiye krizi sağlayacak bir büyüklükte olduğunu gösterdi. 155 ülkeye yardım yaptık. Mevlana’nın kelamıyla yardımlar ulaştırıldı.
Sıhhat çalışanlarımızın ne kadar fedakar olduğu görüldü. Bunu yalnızca meslek olarak yapmadılar. Vatanseverlik anlayışına değişik bir boyut kazandırmışlardır.
Kent Hastaneleri’nin varlığı stratejik bir gücümüz olmuştur. Tabi ki milletimiz daha fazlasına layıktır.
DİYARBAKIR ANNELERİ
En kıymetli olaylardan birisi de Diyarbakır annelerinin 2020 yılı içerisindeki evlat nöbetidir. Çocuklarına kavuşmak için çok asil dünyaya örnek olacak bir nöbet ortaya koydular.
Türkiye DEAŞ’la ve PKK ile çaba eden yegane devlettir. Maalesef birtakım müttefik ülkelerin ikili standardı ortaya çıktı.
AYASOFYA CAMİİ TARTIŞMASI
Ayasofya Camii’nin açılması güçlü bir iradenin ortaya çıkması ile sağlanmıştır. Milletimiz Ayasofya Camii ile buluştur. Milletimizin sevindiğini biliyoruz. Ayasofya 2020’nin ve bütün vakitlerin tacı olarak gönüllerimize kazınmıştır.
Milletimizin duasına katılmanın büyük bir sevinç olduğunun farkındayız.
DOĞAL GAZ ÇALIŞMALARI
Doğal gaz arayışımız stratejik olarak oyun değiştirici bir tablo ortaya koymuştur. Bütün dünyanın dikkatini çekmiştir. Gelecek kuşaklar için kıymetli bir keşiftir.
ABD SEÇİMLERİ
ABD Başkanlık seçimleri tüm dünyayı meşgul etti. ABD demokrasisinin ağır bir bedeller krizine girdiğini gördük.
LİBYA KONUSU
100 yıl ortadan sonra Libya’da yasal hükümetin desteklenmesi Akdeniz’deki denklemi değiştirmiştir.
Libya ile imzalanan mutabakat sonucunda Doğu Akdeniz’de hak ve menfaatlerimizin garantiye alınması istikametin güçlü atak ortaya konulmuştur.
“BU BİR HATADIR, AÇIK FORMDA DARBE ÇAĞRISIDIR”
Öğretmenlere, yargı mensuplarına, çiftçilere hakaret ettiklerine şahit olduk. En kıymetli hususlardan bir tanesi bu iktidarı seçimli ya da seçimsiz götüreceğiz biçiminde, hala Türkiye bu kadar acılar yaşamışken ortaya konmuş haldir. İktidarı seçimsiz nasıl götüreceksiniz? Bu türlü bir şey kelam konusu olabilir mi? Bu açık biçimde vesayet davetidir, darbe davetidir, askeri müdahale davetidir. Bu bir kabahattir, bu utanılması gereken bir yaklaşımdır. Lakin buna karşın bu üsluba devam ettiler.
Kazara yapılan şeyler mi diye düşündüğünüzde, kazara yapılmadığını da görüyorsunuz. Temelinde demokrasiyi vitrin süsü haline getirerek gerideki vesayet zihniyetinin en uygun vakitte kriz vakitlerinde nasıl fışkırdığını daima bir arada görüyoruz.
Kazara yapılan şeyler mi diye düşündüğünüzde, kazara yapılmadığını da görüyorsunuz. Temelinde demokrasiyi vitrin süsü haline getirerek gerideki vesayet zihniyetinin en uygun vakitte kriz vakitlerinde nasıl fışkırdığını daima birlikte görüyoruz.
SORU-CEVAP
FİKRİ SAĞLAR’IN BAŞÖRTÜ AÇIKLAMASI
2020 yılının son faşist saldırısı CHP’li Fikri Sağlar’dan geldi. Türbanlı bir hakimin ben adaleti sağlayacağına inanmıyorum diyor. Toplumsal medyadan demokrat arkadaşlar reaksiyon gösterdiler. Birisinin dininden bahsederek AB’de, şu dinden olan hakimin ben adaleti sağlayacağına inanmıyorum dese nasıl bir hal ortaya koyulur?
Çok üzücüdür. Genç kızlar geçmişte hayatlarının en kıymetli devirlerini kaybetti. Neonazilerin konuşacağı üslupla konuşuyorlar. Ben üniversitede hizmet alan veren ayrımı yapıyorum, ben türban ve başörtüsü ayrımı yapıyorum…
Bir kez bayanlar konusunda saygılı bir lisan konuşmayan hele bayanları gaye gösteren birinin ne demokrat ne uygar olması mümkündür.
Her şeyden evvel bu saldırgan lisanının bırakılması gerekir. Bu alenen bayan haklarına hücumdur. Zira bunun sonu yok. Bu kadar acı ödenmiş, kuşaklar kaybolmuş. Hala utanmadan bu türlü bir faşist akın gerçekleştirebiliyor.
Sonra diyor ki, “bu bir tabir özgürlüğü” Ne vakitten beri kini tahrik etmek tabir özgürlüğü oluyor?
Bunun karşısında susanlar, lakin biz reaksiyon verdikten sonra veriyorlar. Emin olun Cumhurbaşkanımızın liderliğinde verdiği demokrasi uğraşı muvaffakiyete ulaşmasaydı, bunların hiçbiri bugün artık bu haklar verilmiştir buradan geri dönmeyelim de demezdi.
Fakat şöyle bir hayrı olmuştur. Bazen düşünülüyor, bu konular geride kalmıştır üzere.
AK Parti bedeli ödeyenlerin başında gelir. Partimiz kapatılmaya çalıştı, bunu aştık. Cumhurbaşkanımıza, kamuoyunun bildiği bilmediği bir sürü tehditte bulunuldu, onların hepsini aştık. 27 Nisan’da muhtıra verilmeye çalışıldı onu iade ettik kağıt modülüne çevirdik. Sonuçta demokratik bir olgunlukla bu aşılmış.
Cumhuriyetin ideali bayanları okutmaktır, bayanların kamusal alana çıkmasıdır kimlikleri ne olursa olsun. Bu bakımdan bayan haklarının bu çabası verilirken, mevcut siyasi başkanlar içerisinde hiç kimse Cumhurbaşkanımıza yaklaşamaz.
Cumhurbaşkanımız şunu söylediğinde, bunların siyasi takiyesini yüzüne vurduğunda daima bir arada reaksiyon veriyorlar.
DARBE TELAFFUZUNA REAKSİYON
Artık bir diğeri çıkmış. “Erdoğan seçimle gitmez, o da doğal afet olması lazım. O da Avustralya üzere büyük yangın olması lazım” diye.
Bunlar ruh sıhhati yerinde beşerler değil. Darbe bir millete yapılacak en büyük kötülüktür. Darbe, bir millete düşmanın yapamadığı düşmanlığı yapma düzeneğidir. Darbe bir milletin namusuna atağıdır. Bunu ağzına alan kişinin vatanseverlikle hiçbir ilgisinin olmadığı açıktır.
İLKER BAŞBUĞ’UN KELAMLARI
İlker Başbuğ’un yaptığı açıklamalar… Diyor ki, “Erken seçim olsaydı diyor 27 Mayıs darbesi olmazdı diyor. Sonra darbenin iyi bir şey olmadığını söylüyor. Ama garip olan şu, CIA liderine atıf yaparak erken seçim olsaydı darbe olmazdı, gerisinden da CIA Liderini da dediği üzere CHP iktidara gelecekti diye bir mantık çıkıyor. Zoraki demokratlık bir yere kadar. Kokteyl demokratlık olmuyor.
Daha vahimi de şudur. Darbe teşebbüsleri konusunda mukayese yapıyor. Darbenin aması olmaz. Darbenin birine berbat, öbürüne daha az makûs, bu kırmızı, bu yeşil üzere etkiletleme yapıyorsanız burada demokratlık çıkmaz.
Darbe milletine silah çekmektir, darbe buyruğu alçaklıktır bitti. Bunun iyisi berbatı yok. En son Fetullahçı terör örgütüne verilen yanıt her darbeye yapılması gereken muameleyi göstermiştir.”
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’NE REKTÖR ATAMASI
Birilerinin ortaya koyduğu tenkitler, işte akademik özgürlük yok ediliyor üzere bir şeyin hiçbir geçerliliği yok.
Lakin işin geldiği noktada şu var. Rektör olarak atanan hocamızın siyasi kimliği üzerinden bir tartışma yürütülüyor. Artık isim vermek istemiyorum, geçmişte bir Boğaziçi Rektörünün ANAP’a danışmanlık yaptığı biliniyor, SHP’ye yakınlığı biliniyor. Bir insanın siyasi kimliği olması hata değildir ki…
Boğaziçi göz bebeğimizdir. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri Türkiye’nin kıymetlileridir. Lakin artık görüyorum ki onları temsil etmeyecek kimileri öğrencileri aksiyona davet yapıyor. Biraz evvel gördük, bu aksiyonda öğrencilerin nasıl davranması gerektiği, telefonlarına şifre koymalarını söylüyorlar, uzun saçlı olanların saçlarını topuz yapmaları formunda bir ekip akıllar veriyorlar. Bu akılları vererek mi Boğaziçi’ni yüceltecekler? Bundan sonra yapılması gereken nedir? Akademik maksatlara ulaşmak, idari maksatlara ulaşmak, oradaki öğrencilerin hayatla ilgili mefkurelerine kavuşmaları için faaliyet göstermek ve buna yardımcı olmaktır. Boğaziçi üniversitesi şu ya da bu kümenin değil, milletimizin hepsinin. Birileri çıkıp da biz ve onlar, bizim özerk alanımız ve buna müdahale ettirmeyeceğimize dair hareket planımız üzere bir şey yapıyorlar. Bu yanlışsız bir iş değil. Sonra diyorlar ki, dünyada bu türlü bir atama tekniği yok. Açın bakın arkadaşlar. Bakanların, Bakanlar Şurası’nın atadığı birçok prosedürler var.”
SMA’LI ÇOCUKLAR
SMA’lı çocuklar hepimizin gözbebeği. Bu MYK’da gündeme geldi, keşke o kısmı izleseydiniz. Cumhurbaşkanımızın bu çocukları nasıl kendi evlatları üzere sahiplendiğini herkes görseydi. Türkiye’de 1500 kadar evladımızın her biri devletin tedavi masraflarını üstlendiği ve bilimsel olarak onaylanmış tedaviden yararlanan çocuklar. Kampanya şunun üzerinden açılıyor, varlık fonuna devredilen para buraya devredilsin diye. O paranın yüzlerce katı bu çocuklar için harcanmıştır. Sayıdan bahsetmek bile ayıp. Feda olsun daha da harcanacaktır. Biz vatandaşımızın hassasiyetini de takdirle karşılıyoruz. Vatandaşımız, herkes bu sayıları bilmeyebilir. Şu anda bu çocuklara sahip çıktığımız sistemleri bilmeyebilir.
Bir ekip siyasi parti önderlerinin, neredeyse karşımızda olan herkesin, nerede imla yanlışları bile benzeri halde böylesine sorumsuz yaklaşım içine girmesi hakikat değil.
Arkadaşlar bakın, burada bir tane sahip çıkılmayan çocuk yoktur. Tabi ki tedavi tam olarak çocukların iyileşmesini sağlamıyor. Fakat deniyor ki, bugün bir siyasi parti önderi diyor. “Orada o denli bir imkan varmış, bundan yoksun mu kalsınlar?” Bu tedavi diye bahsedilen düzeneğin bu çocukları tedavi edeceğine dair ispat yok, bu bir propaganda. Bir millet kendi evlatlarını kobay olarak kullandırır mı?
O annelerin acılarını biliyorlar. Her biri hepimizin gözbebeği. Biz bu bahsedilen sayıların emin olun binlerce katını harcıyoruz. Bunu söylerken bile utanıyorum, feda olsun. Lakin bunu lisana getirdikleri için söylemek durumunda kalıyoruz.
Bu devlet bu çocuklara sonuna kadar sahip çıkacak. Cumhurbaşkanımız tekrar tekrar detaylı bilgi aldı.
Ben bizi eleştiren vatandaşlarımıza da, insani olarak sahip çıkan vatandaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Aldık, başımızın üstünde yeri var.
Bilimsel heyetler onaylarsa çocuklar o tedaviye de alacak.
Bu milletin çocuklarıyla, o annelerin hisleriyle oynamak, siyasi muhalefet yapmak yakışmaz.
Haber7
