İşte Hürriyet gazetesi muharriri Nedim Şener’in bugünkü yazısı:
Amerika’nın paralı uşağı PKK’ya yönelik Gara operasyonunda üç askerimizden sonra dün de 13 sivilin şehit olduğu haberi geldi.
Şehitlerimizin yeri cennet olsun, ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun. Elbette ne onlar, ne alçak terör örgütü PKK’nın yaptıkları unutulmayacak.
İşin acı ve dayanılmaz tarafı, terörist PKK’nın siyasi kolu ve sözcüsü HDP milletvekillerinin yaptıkları açıklamalar oldu.
Acımıza acı kattılar.
Hele HDP milletvekilleri Hüda Kaya ile Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun zehirli lisanlarıyla toplumsal medyadan yaydıkları bildiriler unutulacak üzere değil.
Terörist FETÖ ve PKK’lıların sözcülüğünü elden bırakmayan Ömer Faruk Gergerlioğlu şu iletisi paylaştı:
“PKK elindeki esir askerlerin yakınları 2.5 sene evvel bana başvurmuştu. Sağ salim dönüşleri için yardım istemişlerdi. Bir barış ortamı olsa tahminen o beşerler hayatta olurdu. Barış, hayat için her şeyi yapardım fakat devlet yetkilileri bu türlü bir şeyi hiç düşünmedi, adım atmadı.”
PKK sözcüsü HDP milletvekili Hüda Kaya da toplumsal medya hesabından şunları yazdı:
“Hakikatler bu kadar mı çarpıtılır?
Bu esir askerlerimizin aileleri tekraren bizleri ziyarete geldiler, partilerle görüştüler.
Biz #barış dedikçe saldırdılar.
Esir kampını TR bombaladı ve öldükleri anlaşılınca durdular.
#Savaş tezkerelerine evet diyenler artık ağıt yakıyor.”
Hale bakın: Kirli dillerinden “esir”, “esir kampı”, “barış” kelimeleri düşmüyor. PKK’ya “terör örgütü” diyemeyen her iki milletvekilinin terör örgütünün kaçırdığı siviller için kullandığı kelime “esir”.
Her ikisinin de kaçırılan ve sonra da başlarından vurularak katledilen sivillerin şehit edilmesiyle ilgili olarak suçladıkları ise terör örgütü PKK değil, devlet oldu. PKK’nın yayın organları da katlettikleri insanlarımızla ilgili olarak gibisi açıklamaları yaptılar.
Onlar terörist, pekala milletvekilleri neden bu türlü yapıyorlar? Kaçırılmış sivil insanlarımızla ilgili “esir” kelimesini nasıl kullanabiliyorlar?
Bunun hak, hukuk, insan haklarıyla ilgisi var mı? Hiçbir meşruiyeti olmayan, Türk-Kürt ayırmadan saf sivilleri de katleden terör örgütü PKK, bu hakkı nereden alıyor? İşin ilginci, bu milletvekillerinin fakat PKK’lı teröristlerin kullanacağı bu lisanı kullanmaya hakları var mı? Elbette yok, HDP idaresi başta olmak üzere PKK’nın siyasi sözcülüğünü yapan bu milletvekilleri işlenen bu insanlık cürmünün ortaklarıdır bana nazaran.
Eğer “esir” görmek istiyorlarsa aynaya baksınlar. Zira PKK’nın elinde asıl esir olan HDP’dir, Hüda Kaya’dır, Gergerlioğlu’dur, HDP milletvekilleridir.
Bir de utanmadan kaçırılan beşerlerle ilgili devletin PKK ile pazarlık yapmamasını eleştiriyorlar. Utanmadan aracılık yapmak istediklerini itiraf ediyorlar. Terör örgütü ile “pazarlıktan” ve “barıştan” söz ediyorlar.
Yalnızca bunlar mı? PKK’nın “esiri” olmuş onların sözcülüğünü yapan kelamda gazetecilerle yıllardır PKK’nın elinde olan sivilleri gündeme getirip, terör örgütü ile pazarlık yapılmasını istiyorlardı.
Ancak artık maskeleri düştü. Silahsız sivilleri başlarından vurarak şehit eden PKK üzere onların sözcüleri de kendilerini gizleyemiyorlar. PKK üzere, PKK’nın elinde “esir” olan siyasetçiler için de onların propagandasını yapan kelamda gazeteciler için de yolun sonuna gelindi.
RAHAT OLUN, ‘TERÖR ÖRGÜTÜ PKK’ DEYİN
PKK’nın siyasi kolu HDP ile işbirliği yaptığından beri CHP yöneticileri de garip bir huy edindi. PKK’nın katliamları gündeme geldiğinde yayınladıkları kınama bildirilerinde bazen “terör örgütü” ifadesini kullanıyorlar, bazen onu bile yazmadan, katledilenlerle ilgili “eylemle şehit olan” ya da “saldırıda hayatını kaybeden” gibi muğlak tabirler kullanıyorlar.
13 sivilin şehit edilmesiyle ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun attığı şu bildiri bunun tipik bir örneği:
“Gara bölgesinde hain terör örgütü tarafından kaçırılan ve alçakça şehit edilen saf vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, aileleri ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun!”
İstanbul Vilayet Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise Kılıçdaroğlu’nun bu tweet’ini paylaşmaktan öbür bir şey yapmadı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da tıpkı şeyi yaptı ve PKK ismini anmadan şu iletisi paylaştı:
“Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde terör örgütü tarafından şehit edilen 13 vatandaşımıza Allah’tan rahmet; yakınları ve sevenlerine baş sıhhati dilerim. Milletimizin başı sağ olsun.”
Tıpkı ifadeyi CHP’nin öbür yöneticilerinin bildirilerinde da görüyoruz.
Onlara, “demokrasi dilendikleri” Amerika’nın Türkiye büyükelçiliğinin üç askerimizin şehit edilmesi sonrası yayınladığı şu iletisi hatırlatayım:
“Türk askerlerinin, PKK’lı teröristlerin gerçekleştirdiği hücumda hayatını kaybetmesinden hüzün duyduk. Taarruzda hayatının kaybeden askerlerin ailelerine taziyelerimizi sunuyoruz. #NATO müttefikimiz Türkiye’nin yanındayız.”
Rahat olun beyefendiler bayanlar; terör örgütü PKK/YPG’ye silah ve dayanak veren Amerika’nın Türkiye büyükelçiliği bile artık mesajlarında “PKK’lı teröristler” diyor.
Biliyoruz, işbirliği yaptığınız PKK’nın siyasi kolu HDP kızar diye düşünüyorsunuz lakin rahat olun, iletilerinizde PKK ismini kullanın..
Haber7
