Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay’ın, koronavirüse karşı karbonatlı suyla gargara yapılması teklifine ait, gelinen noktada bunların tartışılmasının bir manası olmadığını söyledi. Prof. Dr. Ceyhan, “Bunlar salgının başında birtakım bireylerin şahsî reklamlarını yapmak için ileri sürdüğü tuzlu suyla gargara, karbonatla gargara üzere şeyler vardı; fakat gelinen süreçte bunu memnuniyetle izliyorum halk da bilinçlendi bu bahiste. Artık bu hususla en ilgisiz bir vatandaş bile, bu virüsün karbonatla, tuzlu suyla, çorbayla, limonla ölmeyeceğini biliyor. Bunları konuşmak dikkat çekmekten diğer bir mana tabir etmiyor. Zira ne bilimsel ne de pratikteki uygulamalarda virüsten korunmanın maske, aralık, el hijyeni dışında bir manasının olmadığını biliyoruz. Yalnızca karbonat değil, sirkeydi, tuzlu suydu bunların bir kısmı bakteriler için tahminen bir ölçü tesirli olabilir. Mesela karbonatı biz mantar enfeksiyonunda enfeksiyon varsa kullanıyoruz. Lakin bunun virüsü bırakın öldürmeyi ortamdan uzaklaştırmak için bile bir tesiri yok. Dünyada bunlar tartışıldı ve bu tartışmalar bitti, dikkat çekmek için ileri sürülüyor, hiç de gerçek bulmuyorum. Halkta yalancı inanç duygusu oluşturup gerekli öteki önlemleri uygulamamasına neden olacak bu üzere telaffuzlar son derece tehlikeli, insan sıhhatine ziyan verici. Ben bunu söyleyenlerin vicdanına bırakıyorum” diye konuştu.
‘KORONAVİRÜS YÜZEYLERDEN BULAŞMAZ DEMEK MÜMKÜN DEĞİL’
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, tıp mecmuası Lancet’te yayımlanan, koronavirüsün yüzeylerden bulaşının düşük olduğu istikametindeki çalışmayı da kıymetlendirdi. Prof. Dr. Ceyhan, ‘koronavirüs yüzeylerden bulaşmaz’ demenin mümkün olmadığını belirterek, “Lancet’te, güvenilir tıp dergisinde hastane yüzeylerinde bile riskin düşük olduğuna dair yazı çıktı. Ancak aleyhine olan da oldukça çalışma çıktı. Şunu kabul etmek lazım; bu durum virüsün ağır olduğu devirlerde çok aktif değil zati. Yani virüs toplumda çok ağırsa bulaşların çok büyük bir kısmı direkt teneffüs yolu ile oluyor. Bir kişinin ağzından-burnundan çıkan virüs öteki kişinin saniyeler içinde ağzından-burnundan girerek enfeksiyon oluşturuyor. Fakat virüs yoğunluğu biraz düştüğü vakit o vakit yüzeylerden bulaşma biraz daha ehemmiyet kazanıyor. Kimi bilim adamlarının yaz başındaki yanılgısı da buradan kaynaklanıyor. Virüsün yüklü olarak yüzeylerden bulaşacağını düşünerek sıcak havanın virüsü öldüreceğini, salgının biteceğini söylediler. O vakit da daima şunu söyledik; pandemi ortamlarında salgın yüksek süratte seyrediyorsa bulaşların yüzde 90’ından fazlası direkt teneffüs yolu ile bulaşır. O kadar kısa müddette de sıcaktan etkilenmesi mümkün değil” dedi.
‘KIŞIN PATLAMALAR BIÇIMINDE ARTIŞ BEKLEMİYORUZ’
Prof. Dr. Ceyhan, “Aynı şey kış ortamında da geçerli. Bu virüsün yüzeylerden ya da havadan karşı karşıya olmadan bulaşı özelikle kış aylarında kapalı ortamlarda kelam konusu. Kapalı ortamda virüs bulaştıran bir kişi varsa onun öksürmesiyle, konuşmasıyla ortama yayılan virüs yüzeyden de havadan da beklediğimizden daha uzun müddette bulaşabilir. Yazın nasıl salgının sıcaktan yavaşlamayacağını söylemiyorsak kışın da birden patlamalar formunda artış beklemiyoruz. Kapalı alana üstün bulaştırıcı dediğimiz, yüzlerce insanı enfekte etme potansiyeline sahip bir insan girerse, maske takmamışsa o kişi o ortamda açık havaya nazaran çok daha fazla kişiyi enfekte edebilir. Bunların büyük kısmı direk teneffüs yolu ile alacak, geriye kalan kısmı da yüzeylerden, havada kalan virüsten enfekte olacak” diye konuştu.
Haber7
