Bilim Şurası üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, hastalığı atlatan kişinin tekrar Covid’e yakalanma ihtimali ile ilgili olarak, “Covid-19 enfeksiyonunun son aylarda tekrar yakalanabildiğine dair artık elimizde bilgiler var. Hastalık şu an 10. ayında, bilgiler yeni birikiyor. Doğrusu bu soru daima soruluyordu. Ortada kesin bir delili olmayan hadiseler vardı lakin geçtiğimiz ay Hong Kong’da akabinde Amerika’da iki hadise görüldü. Bunlar dokümanlarla ortaya konuldu ve birebir vakitte bunlar bilimsel mecmualarda yayınlandı. Bu manada hem ülkemizden hem de yurt dışından müşahedeler bu hastalığa tekrar yakalanmanın mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Bunun sıklığı konusunda, hangi aylardan sonra olacağı konusunda görüldüğü kadarıyla birinci aydan sonra da olabiliyor üçüncü aydan sonra da olabiliyor” dedi.
Hastalığa ikinci defa yakalananlardaki belirtiler hakkında konuşan Bilim Heyeti üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, “Doğrusu bu bahiste farklı müşahedeler var. Bu iki hadiseden birisine bakacak olursak, Hong Kong hadisesinde birinci olarak belirtiler vardı. İkinci tespitte ise belirtiler yoktu havaalanındaki tarama esnasında bu ortaya çıktı. Farklı bir virüs olduğu ve şahsın PCR’ının olumlu olduğu görüldü. İkinci hadisede ise birinciye nazaran belirtiler daha fazlaydı. Anektodal olaylar dediğimiz gözlemlerde, birtakım hastaların ikinci tekrarı daha ağır geçirdiği söyleniyor. Başka yandan da Hong Kong olayı üzere daha hafif geçirdiği söyleniyor. O açıdan bu hususta birikecek yeni olaylara nazaran bir müşahede ortaya konacak. Covid-19’un çok farklı seyri, çok farklı klinik bulguları ve bireyler ortasındaki seyir farklılığı büyük bir ihtimalle de bu tekrar enfeksiyonda da gözükecek” diye konuştu.
Çocuklarını okullara gönderecek olan velilere ikazlardan bulunan Prof. Dr. Recep Öztürk, “Veliler olarak her şeyden evvel ailesinde hasta olan yahut çocuğunda değişik belirtiler başlayan yahut ailesinde kuşkulu bir hastalık olan, kesin teşhis almış kişi çocuğunu asla okula göndermeyecek. Bu mevzu çok değerli. Çocuğunun bilgilerini sık sık yineleyecekler. Çocuğu servise teslim ederken haliyle maske fiziki uzaklık ve başka korunma önlemlerine uyacak. Mümkünse çocuğunu servise veren velinin genç, kronik hastalığı olmayan kişi olmasını tercih etmek lazım.
Ayrıyeten, bizim de içerisinde bulunduğumuz Kuzey Yarım kürede gribin görülme periyodu Kasım’dan sonra başlıyor. Aralık’ta artıyor, Ocak Şubat’ta en yüksek seviyesine ulaşıyor. Soğuk algınlığı dediğimiz ve o kümedeki hastalıklardan artık görülmeye başlandı. Birinci sınıflarda yani küçük çocuklarda şu anda soğuk algınlığı halinde görünüyor. Şimdi daha kanıtlanmış bir grip hadisesini en azından ben bilmiyorum. Önümüzdeki aylarda Kasım’dan itibaren grip ve soğuk algınlığında bir artış olacak. Maske ara ve el hijyenine ahenk sayesinde grip ve soğuk algınlığında kıymetli ölçüde düşüşler oldu” biçiminde konuştu.
“ÜLKEMİZ İSE ŞU ANDA 13 AŞI ADAYI İLE ÇALIŞMALARINI DEVAM ETTİRİYOR. 13 AŞI ADAYIN 3’Ü ŞU ANDA KLİNİK ÖNCESİ FAZLARI BİTİRDİ”
Prof. Dr. Öztürk konuşmasının devamında, “Dünyada 50’ye yakın klinik öncesi fazları geçmiş, yani klinik faza gelmiş aşı var. 150 civarında da klinik öncesi çalışmaları devam eden aşı var. Bu esasen baktığımızda tahminen de dünya tarihinde bir birinci. Bu kadar kısa müddette bir hastalıkla ilgili bu türlü yüzleri aşan aşı çalışmaları ve birçok değerli bir kısmı da klinik fazla gelmiş ve bunlardan tekrar kıymetli bir oranda bir aşı faz 3 devrine ulaşmış. Bu faz 3 periyodu başarılı sonuçlanırsa artık aşı kullanıma gelecek demektir.
Şu anda Türkiye’nin de içinde bulunduğu faz 3 çalışmalarının devam ettiği aşılar var. Ülkemiz ise şu anda 13 aşı adayı ile çalışmalarını devam ettiriyor. 13 aşı adayın 3’ü şu anda klinik öncesi fazları bitirdi. Bu klinik denemelerine devam edecek demektir. 2021’in birinci 6 ayında bilhassa riskli bireylere kimi aşılar uygulanmaya başlanır. Fakat burada tekrar altını çizelim bu salgını bitirecek aşılar değildir. Bu hücumları bitirecek olan bizim kurallara uymamızdır. Aşılar buna bilhassa riskli kümelerde yardımcı olacak” dedi.
“KURALLARA UYMAZSAK SALGININ SONLANMASI AĞUSTOS, EYLÜL YERİNE TAHMİNEN 2021’İN SONUNA HATTA 2022’YE BİLE SARKABİLİR”
Korona virüs salgının ne vakit biteceği hakkında varsayımda bulunan Prof. Dr. Öztürk, “Özellikle şu anda yapılan projeksiyonlar şu andaki sayılar temel alınarak yapılıyor. Mayıs ayı içerisinde dünyanın değişik ülkelerinde epey hadiseler azaldı, sıkı kapanmalar sonrası, tedbirler sonrası. O periyotta Mayıs ayında yapılan projeksiyonlara, ki bunlar alışılmış büsbütün istatistiki varsayımı hesaplamalardır. Temmuz, Ağustos’ta bitebilirdi salgın. Lakin ne oldu, yeni olağan periyoda geçildi. Beşerler kurallara maalesef beklenen oranda uymadılar. Yurt dışında da bu türlü bizde de bu türlü. Şimdiki sayılara nazaran ise önümüzdeki Temmuz – Ağustos’a kadar bu salgın devam edecek. Hatta Eylül’e kadar devam edecek diye gözüküyor. Fakat kurallara önemli bir halde uyarsak daha erken bir periyotta biter. Kurallara uymazsak bu sayılar yükselmeye devam ederse doğal olarak salgının sonlanması Ağustos, Eylül yerine tam karşıtı, tahminen 2021’in sonuna hatta 2022’ye bile sarkabilir. Dediğim üzere büsbütün insanların, ülke vatandaşlarının kurallara ahengiyle ilgili” halinde konuştu.
Haber7
