UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesinde mahal alan Türk kahvesi, Türk kültürüyle özdeşleşen, en kıymetli klasik lezzetlerden bir adedidir. Osmanlı’nın Orta Doğu’ya yaptığı seferler neticesinde kazanılan kahve kültürü, Osmanlı topraklarından sonra süratle Avrupa’ya da yayılmıştır. Tarih boyunca savaşlar, siyasi bağlar ve ticaret farklı kültürlerin bir araya gelmesini ve bunun neticesinde de bambaşka bir geleneğin, eserin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu durumun en kıymetli örneklerinden biri de kahvedir. Gittiği her coğrafyada farklı biçimde yorumlanan kahve, Türkiye’de hem kahve çekirdeklerinin öğütülmesi hem de demleme/pişirme prosedürüyle sair kahvelerden farklı formda hazırlanarak sunulmaktadır.
TÜRK KAHVESİ YAPMANIN PÜF NOKTALARI
Türk kahvesi, herkesin yaygın olarak bildiği kısık ateşte ve soğuk suyla hazırlama yöntemi kahvesinin tadını bozduğundan yanlış bir pişirme usulüdür. Hem soğuk suyla hem de kısık ateşte hazırlanan kahvenin pişirme müddeti uzadığı için tadında acılaşmalar olmaktadır. Türk kahvesinin daha lezzetli bir biçimde hazırlanması için kimi püf noktalar bulunmaktadır.
Daha lezzetli kahve için kahve çekirdeklerinin ebediyen taze olmasına dikkat edilmelidir. Mümkünse her pişirim için taze kahve çekilmeye çalışılmalıdır. Kahve çekirdekleri taze olarak öğütülemiyorsa alınan kahvenin en fazla 1 hafta tüketilmesi önerilir. Uzun mühlet bekletilen kahve bayatladığından ötürü pişirildiğinde yeteri kadar lezzetli olmayabilir. Taze çekilmiş kahvenin akabinde kullanılan kaşığından metal değil de bambu ya da ahşap bir kaşık kullanılmasına itina gösterilmelidir. Kahvenin çok acı ya da çok hafif olmaması için 1 fincan için 6-7 gram kahve kullanılması önerilir. Bakır bir cezvenin içerisine birinci evvel 7 gram kahve ve akabinde 35-40 nokta olan 1 fincan su eklenir ve orta ateşte pişirilmeye başlar. 1 fincan kahve orta ateşte yaklaşık 2-3 dakikaya pişmektedir ve pişip köpürmeye başlayan kahve direkt olarak cezveye dökülür ve servis yapılabilir.
Haber7
