Selvi yazısında, aldığı bilgiler doğrultusunda yaşananları tek tek anlatırken, Kılıçdaroğlu’nun “4 saat boyunca bizimkiler yanıt vermiyor, onlar da gemiye çıkıyor” kelamlarının doğruyu yansıtmadığını belirtti. Selvi, CHP başkanının argümanlarını dinlerken küçük lisanını yutacak üzere olduğunu söyledi.
İşte Selvi’nin yazısındaki o kısım;
“Bende mi bir sorun var, CHP’de mi bilmiyorum. Son vakitlerde CHP’yi anlamakta zorlanıyorum. Ulusal meselelerde Atatürk’ün partisinin herkesten evvel tutum almasını beklerken, Türkiye terslerinin tezlerinin savunuculuğu yapıyor.
Akdeniz’de Türk gemisine yapılan akınla ilgili olarak Kılıçdaroğlu’nu dinlerken küçük dilimi yutacak üzere oldum. CHP Lideri’nden beklenen, dünyanın neresinde olursa olsun, Türk bayrağının dalgalandığı bir yere hücum olduysa, onlara karşı çıkmasıdır. Kılıçdaroğlu’ndan “Türk bayrağının dalgalandığı gemiye eşkıya üzere baskın yapamazsınız” demesini beklerdim. Gemi baskınından sonra Kılıçdaroğlu, emsal bir reaksiyon göstermişti. Lakin ne olduysa dün CHP kümesinde çıktı, gemimize baskın yapanların tezlerini dillendirdi.
Olay şu: 22 Kasım günü Akdeniz’de Türk bayrağını taşıyan kargo gemimize Yunanlı komutanın yönettiği baskın düzenlendi. Memleketler arası sularda gerçekleşen bu baskın, milletlerarası hukuka ve NATO müttefikliği ruhuna alışılmamış.
AKDENİZ’DE GEMİMİZE BASKIN
Bu durumda Kılıçdaroğlu’ndan “Bu nasıl müttefiklik” demesini beklerdim. Ama Kılıçdaroğlu ne dedi?
“Akdeniz’de bir gemimiz arandı. Yunan kumandan, Almanya, İtalya aradılar. Arama yapacağız diye Türkiye’ye bildiriyorlar. Müsaade verin diye bildiriyorlar. 4 saat geçiyor, karşılık yok. Türkiye Cumhuriyeti devletinden yanıt yok. Zira kimse Erdoğan’a ulaşamıyor. Bunun üzerine Roma’daki büyükelçiliği arıyorlar. Biz 4 saattir arıyoruz yani, bir saatte oradan geçiyor. 5’inci saatin sonunda, NATO’nun sessizlik usulü diye bir kuralı var. Yani karşılık vermezseniz kabul ediyorsunuz manasına geliyor. Bunlar da iniyorlar, gemiyi arıyorlar.”
Türkiye bu olaya reaksiyon gösterdiğinde Almanya’nın savunma bakanı da emsal bir savunmayı yapmıştı. İrini karargâhından da tam da Kılıçdaroğlu’nun tez ettiği üzere bir açıklama yapılmıştı. Ancak olayın aslı o denli değil. Gemimize yapılan eşkıyalıktan, korsanlıktan diğer bir şey değil.
KILIÇDAROĞLU’NUN TEZİ YANLIŞSIZ MU?
Kılıçdaroğlu’na bilgi vermişler fakat yeniden yanlış bilgi vermişler. Bunu ben değil, konuştuğum uzmanlar söyledi.
1- Bir ülkenin öteki ülkenin ticaret gemisine çıkması için NATO’da işletildiği üzere sessizlik kuralı yoktur.
2- Uluslararası hukukta temel kurala nazaran, açık denizde seyreden bir ticaret gemisine o ülkenin açık isteği olmadan çıkılamaz.
3- Bu kural, Türkiye’nin taraf olduğu, 2005 Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Aksiyonların Önlenmesi Hakkında Milletlerarası Mukavele Protokolü’nde yer almaktadır.
4- Bu kontratta yer alan ve Kılıçdaroğlu’nun argüman ettiği 4 saat uygulaması yalnızca kabul ettiğini Milletlerarası Denizcilik Örgütü’ne bildiren ülkeler için geçerlidir. Türkiye’nin bu türlü bir bildirimi yoktur.
5- Türkiye, Roseline A isimli ticari gemiye çıkılmadan evvel isteği olmadığını AB yetkililerine yazılı olarak bildirmiştir.
Türkiye, saat 17.45’te İrini’nın İtalya’daki merkezine gemide arama yapılamayacağı yazılı olarak bildiriyor. Buna karşın Alman firkateynindeki silahlı ve teçhizatlı tim saat 18.00’de cebren gemimize çıkıyor. Akşam saat 18.00’de başlayan arama, Türkiye’nin tüm ihtarlarına karşın 23 Kasım sabahı saat 09.30’da sona eriyor. Tam 16 saat süren aramada hiçbir şey bulamıyorlar. Gaye ne? 10 Aralık’ta Türkiye’ye yaptırımların ele alınacağı AB başkanlar tepesi öncesinde Türkiye’yi hatalı duruma düşürmek. MİT TIR’ları operasyonundaki üzere Türkiye’yi memleketler arası mahkemelerde yargılatmak. Tehlikeli bir plan.
Kılıçdaroğlu ise gemimize baskın yapanların tezlerini kullanarak kendi milletvekilini kurtarmaya çalıştı. “Milletvekilimizin kelamlarının çarpıtılarak kullanılması, bu olayın kapatılmasına yöneliktir” dedi. Benim anlamakta zorlandığım nokta işte burası. Ülkemizin yüzde yüz haklı olduğu bir hususta, sen milletvekilini kurtaracaksın diye Türkiye’yi niçin hatalı pozisyona düşürüyorsun? Gemimize baskın yapan ülkeleri niçin haklı gösteriyorsun?
Demem o ki, CHP gerçekliği kaybetmeye başladı. Atatürk, Hatay’ı anavatana katarken bu CHP idaresi işbaşında olsa herhalde karşısında yer alırdı.”
Haber7