Şanlıurfa mutfağının vazgeçilmez baharatı olan isot bu yıl hem cepleri hem de ağızları yakacak. Yeni eser hasadına kısa bir müddet kala gelen fiyat artışı hem satıcıyı hem de alıcıyı kara kara düşündürüyor. Geçen yıl 60 ila 70 lira ortasında maliyeti olan isotun bu yıl yaklaşık 90 ila 100 lirayı bulması fiyat artışının en büyük nedeni olarak görülüyor. Yeni mahsulden elde edilen eserin daha da değerli olabileceğine dikkat çeken baharatçı esnafı, eser bulmakta külfet yaşıyor.
Tarladaki fiyat tezgaha yansıyor
İsotun maliyetinin arttığını söyleyen baharat satıcısı Çerkez Korkmaz, ”Kadınlarımızı biz tarlaya götürüyoruz. Biz eserlerimizi tarla sahibinden alıyoruz. Bayanlarımız geçen yıl günübirlik 60 liraya çalışıyorsa, bu yıl 100 liradan aşağı çalışmak istemiyor. Maaş olarak bakarsak işçilikte yüzde 40 yükseliş var. Geçen yıl biz masraf tarladan biberin kilosunu 3 liraya alıyorduk, bu yıl ise 5 lira. İsot damda, güneşte organik olarak kuruyor, elimizde 15 kiloda 1 kilo kalıyor. Bu gün kilosu 3 liradan olsaydı, 45 lira yapardı. Buna personellik falan eklersek bize 70 liraya mal oluyordu. Meskendeki bayanlar ya kendileri satışını yapardı ya da getirir bizlere satardı.
Bu yıl kilosu 5 lira olursa ve 15 kiloda 5 kilo çıkarsa 70 lira maliyeti olur. Personellik de buna eklenirse alınmıyor. Yani bayanlar bize kilosu 10 liradan aşağı vermek istemiyor. Bu nedir, nasıl olacak, devlet büyüklerimizden yardım bekliyoruz. Minimum fiyata biraz artırım yapsalar hem biz patronlar olarak hem de yoksul fukara halkımız rahatlar. Yani bayanlarımız isotu bize 60 liraya değil de 70 liraya versinler, 100 liraya vermeye kalkmasınlar. Yoksa biz çok zorlanıyoruz. Biz halka desek 100 lira, diyecek ki ne oluyor ya altın mı bu. Bu nedenle biz devlet büyüklerimizden bu egoya dur demelerini yahut durduramazlarsa da biz onlardan taban fiyata biraz yükseliş rica ve istirham ediyoruz” dedi.
“İsot yiyen Urfalılar kanser olmuyor”
İsotun kanseri önlediğini söyleyen Korkmaz, bu nedenle Urfalıların kanser olmadığını sav ederek, “Urfa isotunun öteki isotlardan farkı şudur. Bunu ben değil bilim adamları, araştırmacılar diyor. Urfa isotunda çok ölçüde kapsaisin denilen acılık veren husus içermektedir. Urfa isotunu anlayabilmemiz için ağzımıza alıyoruz, o an ağzımızda dişlerle ezince tıkır tıkır yapar ve erir. Eriyerek evvel tatlı bir tat gelir, tatlı tat yavaş yavaş acıya dönüşür. Bir süre damak ortasında acılık hissedersiniz. Eriyerek bayram şekeri üzere sıvı olarak boğazımızdan mideye yanlışsız iner. O kapsaisin denilen unsur insan bedenine yararlı ve ölen hücrelerimizi diriltiyor. Yararlı olan ve ölen hücreleri diriltmenin yanı sıra gidip kanserli hücrelerle savaşarak öldürüyor. Burada bedene bağışıklık kazandırdı. Yani prostat kanserine, mide kanserine, mide ülserine, mide asidine birebir ilaç vermiş oluyor. Gerçek Urfa isotunda bu üzere özellikler vardır. Genelde Urfalılarda kanser hastalığı bulunmamaktadır. Bu araştırmacıların sonucu, bize verilmiş sonuçlardır. İşte Urfa isotu deyip geçmeyin, tanıyın. Urfa isotu bedene ilaçtır, kansere ilaçtır” diye konuştu.
Haber7
