İİT’den yapılan yazılı açıklamada, “İsrail işgal güçleri ve radikal yerleşimci kümelerin, Kudüs’teki Filistin vatandaşlarına yönelik düzenlediği ve onlarca kişinin yaralanması ve tutuklanmasıyla sonuçlanan akınlarını kınıyoruz.” denildi.
Şiddet, tansiyon ve nefreti körükleyen bu çeşit provokatif taarruzların sorumluluğunun İsrail’e ilişkin olduğu kaydedilen açıklamada, Filistin halkına milletlerarası muhafaza sağlanması gerektiği vurgulandı.
Açıklamada ayrıyeten İsrail işgal güçlerinin, Doğu Kudüs’teki Filistinlilerin, demokratik seçim sürecine iştirakini engelleme teşebbüsleri de kınanarak, milletlerarası toplumdan, Filistin seçimlerinin, Kudüs de dahil Filistin’in tüm bölgelerinde düzenlenmesi için dayanak vermesi istendi.
İşgal altındaki Batı Şeria, Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere ve aktivistlere yönelik giderek artan ataklarına şahit oluyor.
İsrail polisinin, 22 Nisan’da, işgal altındaki Doğu Kudüs’te teravih namazı sonrası Filistinlilere ses bombaları ve TOMA’larla müdahalesinde 105 kişi yaralanmıştı.
İsrail polisi ramazan ayının başlamasıyla Şam Kapısı önünde yer alan oturma alanlarını barikatlarla kapatmıştı.
Teravih namazı sonrası kelam konusu alanda oturmalarına müsaade verilmemesi nedeniyle Filistinliler, ramazanın birinci gününden itibaren teravih namazı sonrası Şam Kapısı’nda toplanıyor, İsrail polisi de onlara müdahale ediyor.
Haber7
