İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Özel kesimin ekim ayından itibaren ödeme termini gelen ertelenmiş SGK primi, KDV, stopaj ve kurumlar ile Gelir Vergisi için 2021’de makul bir ödeme takvimi oluşturulmasını dilek ediyoruz.” dedi.
Avdagiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Merkez Bankası’nın piyasadaki likiditeyi çekmek için peş peşe adımlar atarken, vergi ödemeleri ile piyasadan yeni para çekilişinin yaşanmamasının artık daha değerli olduğunu belirtti.
Ertelenmiş prim ve vergi ödemelerinin ekimde vadesinin geleceğini tabir eden Avdagiç, “Özel bölümün ekim ayından itibaren ödeme termini gelen ertelenmiş SGK primi, KDV, stopaj ve Kurumlar ile Gelir Vergisi için 2021’de makul bir ödeme takvimi oluşturulmasını istek ediyoruz. Bu ödemelerin 2021 yılı içinde tahsili, iş dünyasının yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kalıntılarını temizleyip, yılın son çeyreğini kazanmasına değerli katkı sağlayacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Avdagiç, hükümetin aldığı önlemlerin ve vatandaşın pandemi ile yaşama tecrübesinin olağanlaşma devrinde Türkiye’nin en büyük gücü olduğunu vurgulayarak, 2020’nin son iki çeyreğinin gerçek kesimin koronavirüse karşı güç kazanma ve basketbol tabiriyle “ribaunt alma” periyodu olacağını söyledi.
“PANDEMİ İLE ÇABAYI BIRAKMAMAMIZ GEREKİYOR”
Şekib Avdagiç, Kovid-19’a karşı aşının tam manasıyla bulunana hatta yaygınlaşana kadar pandemi ile uğraşın bırakılmaması gerektiğine dikkati çekti.
Aşı geliştirme konusunda dünya ile birlikte Türkiye’nin de önemli çalışmalar içinde olduğunu belirten Avdagiç, “Sayın Cumhurbaşkanımızın iki aşı çalışmasında deneme safhasında bulunulduğunu açıklaması bizi gururlandırıyor. Görünen o ki, aşı yaygınlaşana kadar da Kovid-19 ile birlikte yaşama prosedürlerini arayacağız.” dedi.
Avdagiç, Türkiye’nin 2.5 ayını geride bıraktığı olağanlaşma sürecinde, virüsün global ölçekte beklenen ikinci dalgasına karşı da gücünü artırdığını söz ederek, pandemi aylarında iş dünyasının kayıplarını geri almasına hükümetin tam takviye verdiğini söyledi.
“KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ, KRİTİK BÖLÜMLERDE YIL SONUNA KADAR DEVAM ETTİRİLMELİ”
İTO Lideri Avdagiç, Kısa Çalışma Ödeneği’nin Türkiye’nin üretimden ve istihdamdan kopmamasında tesirli rol oynadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“En son Aile, Çalışma ve Toplumsal Hizmetler Bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk, Kısa Çalışma Ödeneği’nin 1 ay daha uzatıldığını açıkladı. İTO olarak, bunun kritik bölümlerde en azından yıl sonuna kadar devam ettirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bilhassa pandemi sürecinden hala çok fazla etkilenen turizm, otelcilik, yeme-içme, fuarcılık, kültür-sanat ve bu alanlarla kontaklı faaliyet gösteren şirketler için Kısa Çalışma Ödeneği’nin yılbaşına kadar uzatılmasının yararlı olacağı kanaatindeyiz.”
Hükümetin aldığı önlemler sonucu oluşan itimatla birlikte iktisadın de süratle toparlanma yoluna girdiğini tabir eden Avdagiç, “Türkiye İstatistik Kurumu ve Merkez Bankamızın mevsimsellikten arındırılmış son bilgileri ışığında, inanç endekslerine baktığımızda şunu görüyoruz: Artık dört temel inanç endeksinin, yani inşaat, gerçek kesim, perakende ve hizmet dalları itimat endekslerinin üçü salgın öncesi seviyeye çıkmıştır. Hatta aylık bazda olumlu manada o seviyeleri aşmıştır.” diye konuştu.
“DÖVİZ KURU BİR MÜHLET SONRA MAKUL SEYRE DÖNECEKTİR”
İTO Lideri Şekib Avdagiç, döviz kurunda yaşanan dalgalanmaya ait Avdagiç, “Döviz kurunun bir mühlet sonra makul seyre döneceğine inancımız tamdır.” dedi.
Avdagiç, “Genelde siyasi iradenin kararlılığı ve özelde ise iktisat idaresinin gerçek yaklaşımıyla BDDK’nın olağanlaşma, TCMB’nin de sıkılaştırma istikametli attıkları adımlar da kurun makul düzeylere gerilemesine olumlu tesirde bulunacaktır. Daha evvel de benzeri gelişmeler ve teşebbüsler deneyim ettik. Türkiye, olağanlaşmayı sağlayacak iradeye ve güce sahip.” diye konuştu.
İş dünyası olarak, hükümetin yerli üretim ve ihracatı artırmaya yönelik teşvik ve fonlama kararlılığının en güçlü savunucusu ve destekçisi olduklarını belirten Avdagiç, şunları kaydetti:
“Çünkü bizim bundan sonra kaynaklarımızı, yerli ve ulusal üretimden yana kullanmaktan öbür dermanımız yoktur. Geleceğimiz, ‘fabrikaya dönüşen kredi’ ve ‘ülkemize döviz getirecek teşvikle’ çok daha iyi olacaktır. Türkiye’nin verimli büyüme formülünün çarpanları ‘ihracat için üretim’ ve güçlü iç tüketimdir. Bu nedenle, Türkiye’nin endüstriyel kapasitesinin yükselişi için, kazandığımız her bir lirayı ülkemize döviz getirecek, üretime dönüşecek işlere harcamalıyız.”
“DEV ALICILARIN ARTIK KAPIMIZA KADAR GELEREK PAZARLIĞA OTURDUKLARINA ŞAHİT OLUYORUZ”
Şekib Avdagiç, Türkiye’nin salgınla çabadan canlı çıkmasının ve her şartta üretimden kopmamasının karşılığını almaya başladığına işaret etti.
Salgının birinci günlerinde “Siparişlerin bir kısmının Uzak Doğu’dan ve özellikle Çin’den Türkiye’ye kayabileceğini” söylediklerini hatırlatan Avdagiç, “Üreticilerimiz yavaş yavaş da olsa Çin’den hisse alıyor. Çin’den hisse almaya başlamamızın, Çin’in güçsüzlüğü ile bir ilgisi yok. Bu mevzuda en kıymetli iki tesirin biri, alternatifsiz kalmak istemeyen global bedel zincirlerinin tercihlerindeki farklılaşmadır. Oburu ise Türkiye’nin salgınla çabadan canlı çıkması, her şartta üretimden kopmamasıdır. Global markaların, dünya kıymet zincirinin güçlü aktörlerinin Türk firmalarıyla temasları artıyor. Hatta, Düne kadar bizim kapısında beklediğimiz kimi dev alıcıların artık bizim kapımıza kadar gelerek pazarlığa oturduklarına şahit oluyoruz. Bunlar hoş gelişmeler. Artık bu gelişmeyi kalıcı hale getirmek kıymetli.” tabirlerini kullandı.
Haber7
