Türkiye’de ilmi çalışmaları teşvik etme maksadıyla, toplumsal sıkıntılara tahlil üretebilecek imkan ve kabiliyetlerin geliştirilmesine öncü olacak üniversal nitelikteki bilimsel çalışmaları gerçekleştirenlerin taltif edildiği İlim Yayma Mükafatları, “Büyük Ödül”, “Sosyal Bilimler” ve “Mühendislik, Tabiat ve Sıhhat Bilimleri” olmak üzere üç kategoride pahalandırılacak.
Demirören Medya’nın irtibat sponsoru olduğu ödül programında müracaatlar 31 Temmuz’a kadar devam ediyor. Yaklaşık 4 aylık müddette 6 farklı konsey tarafından 8 basamaklı bilimsel kıymetlendirme sonucunda seçilen çalışmalar içerisinden “Sosyal Bilimler” ile “Mühendislik, Tabiat ve Sıhhat Bilimleri” kategorilerinin her biri için 200 bin, “Büyük Ödül” kategorisi için 600 bin olmak üzere toplamda 1 milyon TL para mükafatı verilecek.
İlim Yayma Ödülleri’nin maksadı, müracaat kriterleri ve kıymetlendirme sürecine ait bilgi veren İlim Yayma Vakfı Akademik Müracaat Şurası Lideri Prof. Dr. İdris Sarısoy, ödül programıyla ilgili maksatlara dair açıklamalarda bulundu. Sarısoy, “İlim Yayma Mükafatları, Türkiye’deki araştırma faaliyetlerinin hem akademik hem de gerçek hayattaki sonuçlarının ödüllendirildiği bir sistem. Yalnızca akademiye, yalnızca pratiğe değil; bunların hepsini kapsayan sonuçlandırılmış yahut yayınlanmış her türlü araştırma, geliştirme ve yayın faaliyetlerini ödüllendirdiğimiz bir ödül programı. Bu bağlamda birinci maksadımız, bu formda nitelikli araştırmalar yapan hocalarımızın ve araştırmacılarımızın çalışmalarını ödüllendirmek. Bir öteki gayemiz da buradan hareketle, gelecek periyotlarda de genç araştırmacıların da bu mükafatı hedefleyen bir yol belirleyip, çalışmalarını da bu biçimde gerçekleştirmelerini teşvik etmektir” dedi.
3 KATEGORİDE ÖDÜL
İlim Yayma Ödülleri’nin 3 kategoriden oluştuğunu aktaran Sarısoy, müracaat kriterleri hakkında bilgi verdi. Sarısoy, “İlim Yayma Mükafatları ‘Sosyal Bilimler’, ‘ Mühendislik, Tabiat ve Sıhhat Bilimleri’ ile ‘Büyük Ödül’ olmak üzere 3 kategoriden oluşuyor. Birinci iki kategoride doktora ve üzeri unvanlara sahip bireylerin başvurabildiği yahut yeniden birebir unvana sahip bireyler tarafından aday gösterilme sistemiyle müracaatların gerçekleştirildiği kategorilerdir. Bu kategorik mükafatlar biraz daha araştırma, geliştirme manasında akademik olarak doktora unvanına sahip olan araştırmacıları hedefliyor. Dışarıdan doktora bitirmişseniz mükafata aday olabilirsiniz ya da doktora unvanına sahip birisi sizi aday gösterebilir. Büyük Mükafata başvurmak ve aday gösterilebilmek için üniversitede olmak kaide değil. Akademik unvan kaidesi aranmaksızın aday gösterme metoduyla Büyük Mükafata aday olunabilmektedir.” diye konuştu.
TOPLAM 1 MİLYON LİRA PAHASINDA ÖDÜL VERİLECEK
Büyük Ödül kategorisinin, başka 2 kategoriden ayrıştığını ve farklı kriterleri olduğunu kaydeden Sarısoy, “Büyük ödül bizim Kaşıkçı Elmasımız üzere. Burada, ödül ölçüsündeki fark da bunu gösteriyor. Bu yıl kategorik ödüllerde 200 bin lira iken büyük ödül ölçümüz 600 bin lira. Bu ödülde kategorik ödüllerden farklı olarak, müracaat sürecinide biraz farklı belirledik. Büyük mükafata direkt başvurmak yerine makul şahısların aday göstermesi yolunu sunduk. Örneğin rektörlerimiz, teknoloji araştırma geliştirme merkezi idare heyeti liderleri ve müdürlerimiz, İlim Yayma Mükafatları Komitesi üyelerimiz ve akademik müşavere şurası üyelerimiz var. Hasebiyle onlar, bu mükafata ve toplumsal tesir yaratan ve tahlil geliştiren çalışmaları olan insanları aday gösterebiliyorlar” dedi.
Sarısoy, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu mükafatın öbür bir özelliği ise, yalnızca Türkiye’deki çalışmaları destekliyor olması. Örneğin bir Türk vatandaşı, İngiltere’de doktora yapmış. Bu doktora teziyle mükafata aday olamaz. Lakin bir Azerbaycan vatandaşı Türkiye’de doktora çalışması yapmış ve sonuçlanmışsa, doktora teziyle bu mükafata aday olabiliyor.”
6 FARKLI HEYET VE 8 KADEMELİ BİLİMSEL KIYMETLENDİRME
Rastgele bir ödül programına başvuranların ‘kayırma’ tasası olduğunu söyleyen Sarısoy, Ödül Programındaki müracaatların değerlendirmesini, belirlenen ve ilan edilen bilimsel ölçütler çerçevesinde büsbütün objektif bir halde yürüttüklerinin altını çizdi. Sarısoy, “Rahatlıkla söyleyebilirim ki burada bir adayın başvurusu, bize başvurduktan sonra 6 farklı şura tarafından 8 basamakta belirlediğimiz ve ilan ettiğimiz kriterlere nazaran bedellendiriliyor. Bunların dışında rastgele bir kriter dikkate alınmıyor. Bilimsel kıymetlendirme sürecinde birinci olarak evvel birinci inceleme yapılıyor. Akabinde bilim konseyi değerlendirmesi yapılıyor. Sonrasında birebir yapıtı, alanından en az doktora unvanına sahip olan en az 2 uzman inceliyor. Daha sonra bilim konseyi bu raporları kıymetlendiriyor ve tekrar alanında uzman ve prof. Dr. unvanına sahip en az 2 hakem kıymetlendiriyor. Akabinde yeniden bilim konseyi değerlendirmesine gittikten sonra web sitemizde ilan ettiğimiz Onur Konseyi üyelerimiz, her kategoride 3 tane mükafatın sıralamasını yapıyor. Son basamakta ise Vakıf idaresi, kimin ödül alacağına karar veriyor. Örneğin burada Onur Şurası, hakemlerin yahut teknik uzmanların;, teknik uzmanlar hekamleri, hakemler de teknik uzmanları kimler olduğunu bilmiyor. Münasebetiyle iki tarafın birbiriyle rastgele bir diyalog, bağlantı halinde olması yahut birine inisiyatif kullanılması mümkün olmuyor” diye konuştu.
“ÖDÜLÜN MİLLETLERARASI BİR SEVİYEDE OLMASINI HEDEFLİYORUZ”
“Biz mottomuzu ‘Türkiye’nin Akademi Ödülleri’ olarak belirledik. Türkiye’de akademik manada bir saygınlığa erişmek istiyoruz. Birinci önceliğimiz bu. İkinci maksadımız, birincisinin beraberinde gelebilecek bir olgu tahminen lakin; Türkiye’de bir araştırmacının, bir akademisyenin belli bir gayeyle ilerlemesini istiyoruz. Birinci günden beri, mükafatla ilgili planladığımız farklı bir boyut da var. Biz bu mükafatın Türkiye’den çıkmış, milletlerarası bir seviyede bir ödül olmasını hedefliyoruz. Böylelikle nasıl ki farklı ülkelerin memleketler arası seviyede bir akademik mükafatı varsa biz de Türkiye’den çıkmış, patentli yahut Türkiye menşeli bir akademik ödül olması için çalışmalarımızı devam ettireceğiz.”
Haber7