Antalya’da, koronavirüs teşhisiyle hastaneye yatırılan kayınvalidesi Iraz M.’yi (83), kendisine virüs bulaştırmasından korktuğu için yastıkla iki kere boğmaya çalıştığı argümanıyla yargılanan Hasan B. (51), beraat etti.
Olay, geçen yıl 16 Eylül günü saat 21.00 sıralarında, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Pandemi 4 kısmında meydana geldi. Çiftçilikle uğraşan yüzde 55 görme engelli Hasan B., 15 yıldır baktığı kayınvalidesi Iraz M.’yi kızının konutuna gönderdi. Yaklaşık bir ay sonra, 13 Eylül’de Iraz M., üzerine sıcak su dökülünce hastaneye kaldırıldı.
Kayınvalidesinin durumunu öğrenmek için hastaneye giden Hasan B., pandemi kısmına kaldırılan Iraz M.’nin yanında refakatçi olarak kalmaya başladı. 16 Eylül günü Sıhhat Bakanlığı’nın kendilerini araması ile kayınvalidesinin koronavirüs olduğunu öğrenen Hasan B., ‘Kaynanam daima öksürüyor. Virüsü bana da bulaştırmasından korkuyorum’ diyerek, yanında kalmak istemedi.
Refakat edecek diğer kimse olmadığı için Iraz M.’nin yanında kalmaya devam eden Hasan B., teze nazaran onu yastıkla boğmaya çalıştı. Durumu gören tabip, Hasan B.’yi odadan uzaklaştırıp, durumu hastane güvenliğine bildirdi. Hasan B., güvenlik vazifelisi gelmeden yine odaya girip, kayınvalidesinin yüzüne çarşaf örtüp, ağız-burun kısmına da yastık kapatarak beklemeye başladı. Bu sırada gelen güvenlik vazifelisi, odada bu halde bekleyen Hasan B.’nin fotoğrafını çekti. Daha sonra hastaneden ayrılan Hasan B., bir gün sonra meskeninde yakalanarak gözaltına alındı.
Hasan B., sevk edildiği adliyede çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. Hasan B. hakkında ‘Beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi taammüden öldürmeye teşebbüs’ suçlamasıyla iddianame hazırlandı. Hastanede Covid-19 tedavisi gören Iraz M. ise bir müddet sonra ömrünü yitirdi.
“ÖKSÜRÜĞÜ YAYILMASIN DİYE ÇARŞAFI YÜZÜNE KAPATTIM”
20 yıla kadar mahpusu istenen Hasan B., Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde çıktığı birinci duruşmada, “Kaynanamın koronavirüs testinin müspet çıktığını öğrendim. Çok korktum. Kayınvalidemden çekindim. Zira çok kuvvetli öksürüyordu. Etrafa öksürüğü yayılmasın diye çarşafı yüzüne kapattım. Yastığı ağzına yahut yüzüne denk gelecek, nefes alışına pürüz olacak formda koymadım. Yastığı baş ucuna koydum ki, öksürürken çarşaf üzerinden kaymasın istedim” dedikten sonra, yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edildi.
“ÖLDÜRME KASTI YOKTUR”
Davanın 4’üncü duruşmasında karar çıktı. Duruşmaya sanık avukatı Burak Soybir katıldı. Duruşma savcısı bir evvelki duruşmada sanık için ‘kasten öldürmeye teşebbüs hatasından yargılanmasını istediği mütalaasını tekrarladı. Sanık avukatı Burak Soybir ise müvekkilinin kaynanasına ziyan vermek üzere bir kanısı olmadığını belirterek, “Bilakis bakıma muhtaç kayınvalidesine yardım etmek zorunda kalmıştır. Bu ortada da kendisini virüsten muhafazaya çalışmıştır. İddianamede belirtildiği formda müvekkilimin öldürme kastı yoktur. Keza hasta zati direkt teneffüs aygıtına bağlıdır. Kastın öldürme olması durumunda, teneffüs aygıtının kapatılması yahut entübe borusunun çekilmesi yoluyla hasta öldürülebilir. Hasan B.’nin tek hedefi, refakat ettiği Covid-19 hastasının öksürüp yaydığı virüslerden kendisini korumaktır” dedi.
“HAYIRLI DAMADIN BAŞINA GELMEYEN KALMADI”
Müvekkilinin 15 yıl kaynanasına baktığını, bunu da müteveffanın kızlarının doğruladığına dikkati çeken avukat Burak Soybir, “Kızları da müvekkilimden şikayetçi değildir. Somut hadisede bir kabahat konusu yoktur. Türk ceza kanununda bir hatanın oluşması için kastın olması gerekir denilmiştir. Somut olayda öncelikle kabahat yoktur. Keza kast hiçbir biçimde yoktur. Olayda öldürmek üzere bir saik olmadan, harekete ait teşebbüs de düşünülemez” diye konuştu.
Yaşanan olaylardan ötürü müvekkilinin çok üzüldüğünü kelamlarına ekleyen Avukat Burak Soybir, iyi damadın başına gelmeyen kalmadığını kelamlarına ekledi.
Mahkeme, sanığın beraatına karar verdi.
Haber7
