Küresel piyasalarda, bu haftanın en kıymetli husus başlığı tekrar tahvil faizleri olurken, ABD’deki takviye paketine ait gelişmeler, tahvil piyasasının seyri ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) gelecek hafta açıklayacağı faiz kararı yatırımcıların odağında bulunuyor.
Bu hafta global piyasaların odağında, bir evvelki hafta olduğu üzere yine ABD’nin 10 yıllık tahvil faizleri ve ABD’de hayata geçirilmesi planlanan dayanak paketine ait gelişmeler yer aldı. ABD’nin 1,9 trilyon dolarlık takviye paketi Temsilciler Meclisi’nde kabul edilmesinin akabinde Senato’da görüşülmeye başlandı.
ABD’nin 10 yıllık tahvil faizlerinde son haftalardaki yükseliş eğilimi, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’dan, tahvil alımı ya da getiri eğrisi denetimine ait bir kelamla yönlendirme gelebilir beklentilerinin boşa çıkmasıyla ivme kazandı.
Fed Lideri Powell, konuşmasında Fed’in azamî istihdam ve ortalama yüzde 2 enflasyon hedeflerinden hala uzakta olduğunu yineledi. Fed’in mevcut para siyaseti duruşunun uygun olduğunu belirten Powell, mevcut faiz oranlarının sürdürüleceği ve istihdam ile enflasyon maksatlarında değerli bir ilerleme kaydedilene kadar varlık alımlarına devam edileceğinin sinyalini verdi.
Powell, iktisattaki toparlanmayla enflasyonda geçici bir artış görülebileceğini ve tahvil faizlerindeki artışın dikkatini çektiğini belirterek, “Piyasalardaki sistemsiz şartlar yahut amaçlarımıza ulaşmamızı tehdit eden finansal şartlardaki daima sıkılaşma kaygı duymama sebep oluyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Bir evvelki haftayı yüzde 1,42’den tamamlayan ABD’nin 10 yıllık tahvil faizleri, Powell’ın beklentileri karşılamayan açıklamaları sonrası yüzde 1,6250 ile Şubat 2020’den bu yana en yüksek düzeyine çıktı ve yüzde 1,57 düzeyinde dengelendi.
Tahvil faizlerindeki yükseliş eğilimi dolar talebini artırırken, buna paralel altının ons fiyatı üzerinde de baskıya neden oldu. Altının ons fiyatı 1.687 dolarla 9 ayın en düşük düzeyini, dolar endeksi ise 4 ayın doruğu olan 92,1’i gördü.
Global ölçekte artan dolar talebi, görece riskli varlıklarda satış baskısını da beraberinde getirdi. Haftanın ikinci yarısında gelişmekte olan ülke para üniteleri ve yüksek primli teknoloji payları satış baskısından en fazla etkilenenler oldu.
Türk lirası, Güney Afrika randı, Brezilya reali dolar karşısında yüzde 1’in üzerinde kıymet kaybederken, Rusya rublesi petrol fiyatlarındaki yükselişin takviyesi ile olumlu ayrıştı.
Haftanın fiyatlamaları açısından öne çıkan bir başka gelişme de petrol fiyatlarının yükselişi oldu. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı birtakım üretici ülkelerden oluşan OPEC+ kümesinin mevcut üretim kesintilerini 1 ay daha uzatma kararı almasının akabinde yükselişi ivme kazanan Brent petrolün varil fiyatı, haftalık bazda yaklaşık yüzde 7 paha kazandı. Brent petrolün varil fiyatı 69 dolarla Ocak 2020’den bu yana en yüksek düzeyine çıktı.
ABD’de makroekonomik bilgiler toparlanmanın gücünü koruduğuna işaret etti
Bu hafta ABD’de açıklanan datalar ise ekonomik aktivitedeki toparlanmanın imalat dalıyla devam ettiğini gösterdi. Tedarik İdare Enstitüsü (ISM) imalat endeksi, şubatta bir evvelki aya kıyasla 2,1 puan artışla 60,8’e çıkarak son 3 yılın en yüksek düzeyine ulaşırken, imalat dışı endeks ise şubatta aylık 3,4 puan azalışla 55,3 değerini alarak 9 ayın en düşük düzeyine geriledi.
Haftanın son süreç gününde yayımlanan istihdam raporundaki, tarım dışı istihdamın 379 bin ile iddiaların çok üzerinde artması ve işsizlik oranının yüzde 6,2’ye gerilemesi de iş gücü piyasasının gücünü koruduğuna işaret etti.
Bu gelişmelerle hafta genelinde New York borsasında dalgalı bir seyir izlenirken, kesim bazlı hareketlerin de arttığı gözlendi. Artan petrol fiyatları ve önlemlerin hafifletileceği beklentilerinin etkilediği bölümlerde alımlar öne çıkarken, teknoloji paylarının düşüş eğilimi dikkati çekti.
Haftalık bazda Dow Jones endeksi yüzde 1,82 ve S&P 500 endeksi yüzde 0,81 yükseldi, Nasdaq endeksi ise yüzde 2,06 kıymet kaybetti.
Bilgi gündeminin hafiflediği 8 Mart ile başlayan haftada çarşamba enflasyon, cuma Üretici Fiyat Endeksi ve tüketici inanç endeksi takip edilecek.
Öte yandan bu hafta sonu Senato’da oylanması beklenen ekonomik takviye paketine ilişkin haber akışının yanı sıra pazartesi, IMF Lideri Kristalina Georgieva ve ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’ın iştirakiyle Bayanlar Günü’ne özel düzenlenecek aktiflikte verilecek bildiriler ve salı, ABD Senatosu Bankacılık, Konut ve Kentsel İşler Komitesi’nde düzenlenecek “Wall Street’te Kim Kazanır? GameStop, Robinhood ve Ferdi Yatırımın Durumu” başlıklı oturumu da haftanın öne çıkan husus başlıkları olarak öne çıkıyor.
Avrupa’da bu hafta ECB takip edilecek
Avrupa’da aşı tedarikine ait meselelerin giderilmesinin akabinde mutasyon riski bu haftanın en değerli bahis başlığı oldu. COVID-19’un daha bulaşıcı varyantlarının sıkça görüldüğü İtalya’da önlemler sıkılaştırılırken, Almanya başta olmak üzere ülke ve bölge bazında kimi önlemlerin müddetlerinin uzatılması piyasalar üzerinde baskıya neden oldu.
Bu hafta açıklanan bilgilere nazaran imalat sanayi PMI, Almanya’da güçlü ihracat ile 3 yılın en yüksek düzeyine ulaşırken, Avro Bölgesi’nde 57,9 ve İngiltere’de 55,1 ile kestirimleri aştı. Hizmet dalı PMI ise Almanya ve İngiltere’de beklentilerin altında kalırken, Avro Bölgesi’nde ise hafif yükselişle 45,7’ye çıktı.
Avro Bölgesi’nde yıllık enflasyon şubatta yüzde 0,9’da sabit kaldı, perakende satışlar ise ocakta yüzde 5,9 ile beklentilerin çok üzerinde daraldı.
Bilhassa haftanın ikinci yarısında artan global dolar talebine bağlı olarak düşüş eğiliminde hareket eden avro/dolar paritesi bir evvelki haftaya nazaran yüzde 1,3 azalışla 1,1914’e geriledi.
Haftalık bazda Almanya’da DAX endeksi yüzde 0,97, İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 2,27, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,39 ve İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 0,51 kıymet kazandı.
Gelecek hafta Avrupa’da gündemin odağında ECB’nin faiz kararı bulunuyor. Perşembe günü gerçekleştirilecek ECB’nin toplantısından faiz değişikliği beklenmezken, ECB Lideri Christine Lagarde’ın vereceği bildiriler takip edilecek. Gelecek haftanın data gündeminde ise; salı Avro Bölgesi’nde büyüme ve Almanya’da dış ticaret istikrarı, cuma İngiltere’de büyüme ve sanayi üretimi ile Avro Bölgesi’nde sanayi üretimi dataları öne çıkıyor.
Asya borsaları dalgalı seyretti
Asya tarafında, Çin’in 2021 yılı büyüme gayesi en az yüzde 6 olarak belirlenirken, savunma bütçesinin de yüzde 6,8 artırılarak 209 milyar dolara çıkarılması ve Japonya’da başşehir Tokyo ve etrafında uygulanan harika halin 2 hafta daha uzatılması haftanın öne çıkan mevzu başlıkları oldu.
Açıklanan bilgilere nazaran imalat sanayi PMI Çin’de 50,6 ile beklentilerin altında kalırken, Japonya’da 51,4 ile kestirimleri aştı. Hizmet kesimi PMI ise bölge genelinde zayıf seyrini sürdürdü.
Bu gelişmelerle bu hafta, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,35 ve Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,20 kıymet kaybetti, Güney Kore’de Kospi endeksi ise yüzde 0,44 yükseldi.
Gelecek hafta, Asya kıtasında salı Japonya’da büyüme, çarşamba Çin’de enflasyon bilgileri takip edilecek.
BIST 100 endeksi, müspet ayrıştı
Yurt içinde, bu hafta açıklanan büyüme ve enflasyon verisi takip edilirken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Lideri Naci Ağbal’ın TCMB’nin kurumsal blog sayfası Merkezin Güncesi için kaleme aldığı yazıda para siyasetindeki sıkı duruşun devam edeceğine ait vurgusu öne çıktı.
Ağbal yazısında, TCMB’nin değerli önceliğinin, temel vazifesi olan fiyat istikrarını sağlamak ve bunu kalıcı hale getirmek olduğunu anımsatarak “Önümüzdeki devirde de inanç odaklı para siyaseti aracılığıyla fiyat istikrarına ulaşma yolunda emin adımlar atmaya devam edeceğiz” tabirlerini kullandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) datalarına nazaran, geçen yılın son çeyreğinde Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) yüzde 5,9 arttı. Bu sonuçla Türkiye ekonomisi 2020 yılının tamamında yüzde 1,8 büyüme kaydetti. Türkiye iktisadı böylelikle salgın periyodunda ulusal gelirini artırabilen hudutlu sayıdaki ülkelerden biri olurken, ekonomistler finansal şartlardaki iyileşmenin devam etmesi durumunda 2021’de yüzde 4-5 civarında bir büyüme kaydedilebileceğini varsayım ediyor.
Enflasyon ise şubatta varsayımları aşarak aylık yüzde 0,91, yıllık ise yüzde 15,61 oldu. Yıllık enflasyonun yüzde 15,45’e çıkması iddia ediliyordu. Analistler, enflasyonda nisan ve mayıs aylarından sonra düşüş eğiliminin başlayabileceğini bildirdi.
BIST 100 endeksi hafta genelinde dünya borsalarından müspet ayrışırken, döviz kurlarındaki yükselişe rağmen ulaştırma ve turizm hisselerindeki toparlanma, endeksin yükselişinde tesirli oldu. BIST 100 endeksi, bir evvelki hafta kapanışına nazaran yüzde 4,8 kıymet kazanarak 1.541,98 puana çıktı. Bu hafta ulaştırma endeksi yüzde 7,65, turizm endeksi yüzde 7,89 yükseldi.
Küresel piyasalarda artan dolar talebine bağlı olarak yükseliş eğiliminde hareket eden dolar/TL ise, hafta içinde en yüksek 7,5834’ü görmesinin akabinde bir evvelki haftaya nazaran yüzde 1,3 artışla 7,5310’dan kapanış yaptı.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 1.550 ve 1.570 düzeylerinin değerli direnç pozisyonunda olduğunu belirterek, mümkün düşüşlerde ise 1.505 ve 1.470 takviyelerinin öne çıkacağını söyledi.
Gelecek hafta yurt içinde çarşamba iş gücü istatistikleri, perşembe ödemeler istikrarı ve cuma TCMB’nin beklenti anketi ile sanayi üretimi dataları takip edilecek.
Haber7
