Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Bayraktar: Birinci faz sondaj periyodunu tamamladık

Güç ve Olağan Kaynaklar Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar, Akdeniz Üniversitesinde düzenlenen “Doğu Akdeniz Çalıştayı”nda yaptığı konuşmada, Türkiye’de bugüne kadar üretilen iktisat ve iktisadi siyasetlerin tamamının güçte dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik olduğunu söyledi.

 

Son 18 yılda güçte çok değerli değişimler yaşandığını vurgulayan Bayraktar, buna 2002’den 2016 yılına kadar ‘Dönüşüm 1.0’ ismi verildiğini lisana getirdi. Güçteki bu dönüşümde, temelde bir piyasa modeli değişikliğine odaklanıldığını ve bu müddet içerisinde birçok ıslahat gerçekleştirildiğini belirten Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin güçte dikey entegre bütünleşik yapıdan, özel kesimin oyuncu olduğu, rekabetçi, liberal bir piyasa anlayışına geçtiğini anlattı.

Bayraktar, 2016 yılından sonra ise güçte ‘Dönüşüm 2.0’a geçtiklerine dikkati çekti.

 

Bu yeni dönüşümde, Türkiye’yi petrol ve doğal gaz konusunda dışa bağımlılıktan kurtarmak için, denizlerdeki aramaları önceleğen bir anlayışı tabir ettiklerinin altını çizen Bayraktar, şöyle konuştu:

“Türkiye, bir sabah kalkarak, gemilerini Akdeniz’e göndermedi. Petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerine ağırlaştırma kararı sonrasında bu gelişme oldu. Kendi filomuzla kendi gemilerimizle bu faaliyetleri yapmakla alakalı, bu stratejinin ana omurgasını oluşturan ögelerden bir tanesi budur. Bir strateji ortaya koyduk ve süratli bir halde uygulamaya geçirdik. Daha evvel filomuzda Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisi varken, bunun yanına Oruç Reis sismik araştırma gemisi, devamında da Fatih, Yavuz ve Yasal derin deniz sondaj gemilerimizi katarak kendi filomuzu oluşturduk. Geçtiğimiz 2-2,5 yıl içerisinde Akdeniz’de, Türkiye Cumhuriyeti deniz yetki alanlarında 5 derin deniz sondaj faaliyeti gerçekleştirdik. KKTC’nin Türkiye Petrollerine verdiği ruhsat alanlarında 3 derin deniz sondajı gerçekleştirdik. Hasebiyle 8 derin deniz sondajının olduğu birinci faz sondaj dönemini tamamladık.”

Daha birinci sondajın akabinde çok önemli örtülü ve açık yaptırım süreçleriyle karşı karşıya kalındığını belirten Bayraktar, “Hakkaniyetten mahrum bir bakış açısıyla beşerler karşımızda oldu. Birçok yabancı şirket, Türkiye Petrolleriyle iş yapmak istediği halde, bu mevzuda kazan kazana son derece uygun bir iş modelinde ortak olduğumuz halde, maalesef başkentlerinden gelen telkinlerden ötürü, bölgeden çekilmek zorunda kaldılar. Bütün gaye Türkiye Petrollerinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin faaliyetlerini akamete uğratmak. Teknik ve ticari olarak bu faaliyetleri durdurmaktı. Lakin çok şükür, büyük bir inanç ve kararlılıkla ve sayın Cumhurbaşkanımızın takviyesiyle bu operasyonları muvaffakiyetle gerçekleştirdik.” değerlendirmesinde bulundu.

Operasyonları rastgele bir aksamaya müsaade vermeden, tam planlandığı halde yaptıklarını aktaran Bayraktar, “Bir tek eksiğimiz, Karadeniz’deki keşfimiz üzere ekonomik olarak büyük bir keşif şimdi gerçekleştiremedik. Gelinen noktada, 2021 yılından itibaren ikinci faz sondaj ve arama faaliyetleri devam edecek.” tabirlerini kullandı.

Oruç Reis gemisinin sismik faaliyetlerinin bir kısmını tamamlayarak Antalya Limanı’nda beklediğine işaret eden Bayraktar, Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin ise Kıbrıs adasının batısında üç boyutlu sismik çalışmalarına devam ettiğinin bilgisini verdi.

Önümüzdeki devirde Libya Hükümetiyle yapılan muahede kapsamında ruhsatlandırılan deniz yetki alanlarında ve Akdeniz’in geri kalan alan kısmında, Türkiye’nin dışa bağımlığını azaltmak ismine faaliyetlere devam edeceklerini vurgulayan Alparslan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Akdeniz’deki faaliyetlerimiz bir keyfiyetten değil, tümüyle bir zaruretten ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin güç talebi çok fazla olduğu için, petrolün yüzde 92’sini, doğal gazın ise yüzde 99’unun ithal ederek, maalesef bu işi sürdürülebilir biçimde yapmak mümkün gözükmüyor. Bu çerçevede çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

Haber7