Haber7 müellifi Taha Dağlı’ya nazaran; ABD Lideri Joe Biden’ın “soykırım” telaffuzuna Türkiye bu 7 yanıtı verebilir.
- “İncirlik başta olmak üzere ABD üslerinin kapatılması.
- İncirlik’teki nükleer silahlar gündeme getirilmeli.
- Kürecik Radarının kaldırılması.
- ABD büyükelçisinin hudut dışı edilmesi.
- Libya ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi attırabiliriz.
- Tahminen de en acıtıcı karşılık Kıbrıs olacaktır. KKTC’ye üs kurabiliriz.
- Suriye’deki PYD operasyonlarına tam gaz devam edebiliriz.”
İşte Dağlı’nın yazısının tamamı;
“Biden soykırım iftirasıyla Türkiye’yi cezalandırmaya kalkıyorsa, belirli ki 2016 sonrası ABD’nin canını çok yakmışız. Artık tekrar tıpkı yolla devam edip, ABD’ye en tesirli cevabı verebiliriz.
İncirlik başta olmak üzere ABD üslerinin kapatılması.
Evet Türkiye bunu yapabilir. Lakin ne kadar tesirli olur, bunu düşünmeliyiz.
Kıbrıs harekatı sonrası uygulanan ambargoya karşı 1975’te İncirlik’te emsal bir atılım Ulusal Cephe Hükümeti tarafından yapılmıştı.
2017’de Almanya ile yaşadığımız gerginlikte de İncirlik konusu masadaydı ve nihayetinde Almanya, İncirlik’teki askerlerini geri çekmişti. Almanlar, İncirlik’ten ayrılıp Ürdün’e gittiler hala da oradalar.
Yani İncirlik, Almanya’ya kapatıldı lakin onlar Ürdün’de devam ediyorlar.
ABD için de birebiri geçerli olabilir. İncirlik’in güneyinde, Suriye’de 20 civarında ABD üssü var, bu nedenle İncirlik ABD için ne kadar vazgeçilmezdir bu sorunun karşılığı kıymetli.
İncirlik’teki nükleer silahlar gündeme getirilmeli.
Elbette İncirlik kadar üsteki nükleer silahlar da kıymetli. Yaklaşık 50 nükleer silah bulunduruluyor İncirlik’te. Türkiye tahminen İncirlik’i kapatmakla değil de İncirlik’te tutulan ve ABD’ye ilişkin olan bu nükleer silahlar üzerinden Washington’a daha tesirli bir cevap verme bahtına sahip olabilir.
Kürecik Radarının kaldırılması.
Malatya Kürecik’te bir radar üssü var. Bu üs NATO’ya bağlı. NATO’nun 2010’daki Lizbon tepesinde alınan karar sonucunda radar, Kürecik’e kuruldu. Hatta o devir Kürecik radarı yüzünden İran Türkiye’ye reaksiyon vermişti. Kürecik, stratejik olarak Batı dünyasının doğudan gelecek tehditler karşısında korunması açısından tahminen de eşi gibisi olmayan bir nokta. Bu nedenle kıymetli. Türkiye, burayı kapattırabilir mi evet yapabilir. Lakin bu durum ABD’den çok NATO problemi haline getirilecektir ve burada da Türkiye, bir müttefik olarak NATO’nun dışına ittirilme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Türkiye ne yaparsa yapsın NATO’dan ayrılmamalı. NATO’nun Türkiye açısından yararlı olduğundan değil lakin tekrar de Türkiye NATO’da kalmalı. Türkiye’nin NATO’dan ayrılması demek Rumların NATO’ya girmesi demektir.
ABD büyükelçisinin hudut dışı edilmesi.
Türkiye, ABD büyükelçisini hudut dışı edebilir fakat bunu yaptığında eline ne geçecek? Bu da çok kıymetli.
Sonuçta biz, onların büyükelçisini gönderirsek, onlar da bizim büyükelçimizi hudut dışı edeceklerdir. O vakit da gelinen nokta 2010’dan bu yana süren Türkiye-İsrail krizi üzere bir duruma dönüşecektir.
Türkiye o denli bir karşılık vermeli ki, ABD aldığı reaksiyonla neye uğradığını şaşırmalı.
Türkiye, ABD’ye karşılık verirken, münasebetlerin büsbütün kopmasına müsaade etmemeli.
Büyükelçileri hudut dışı etmek ya da NATO üzerinden yapılacak restler, Türkiye’nin diplomatik olarak izolasyonuna kadar varacak süreçleri beraberinde getirebilir. Tahminen de ABD idaresi aslında bunu istemektedir, o nedenle bu üslup hareketler, Türkiye’ye ne getirir, ne götürür, bunu da iyi hesap etmek lazım.
Libya ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi attırabiliriz.
Türkiye’nin Libya mutabakatı, Doğu Akdeniz denklemini alt üst etti. Bu nedenle Türkiye, ABD’ye tepki verecekse, burada açılan yolu genişleterek, reaksiyon vermeyi sürdürebilir. Zira Libya olsun, Doğu Akdeniz olsun, Kafkasya ve Suriye olsun, Türkiye’nin attığı adımlar ABD’nin daima canını sıkıyor. Aslında bugün Biden soykırım iftirasıyla Türkiye’yi cezalandırmaya kalkışıyorsa, demek ki 2016 sonrası Türkiye’nin bölgede attığı adımlar, ABD’nin canını bir epey sıkmış bunu net biçimde anlayabiliyoruz.
Tahminen de en acıtıcı cevap Kıbrıs olacaktır.
Ayasofya ile Maraş’ın açılması, ABD’yi rahatsız eden gelişmelerdi. ABD’ye tepki verirken işin içine Yunanistan ve Rumları da katabiliriz. Kıbrıs bu bahiste en kıymetli silahtır tahminen de. Türkiye’nin kırmızı çizgisi Kıbrıs’ta iki devlet, ABD ve AB ise federasyonu dayatmaya kalkıyor. Türkiye, soykırım iftirasının üzerine KKTC’nin tanınmasına yönelik adımlar atmalıdır. İngiltere bu hususta birtakım işaretler veriyor ancak Kıbrıs sıkıntısında İngilizlere pek güvenmemek gerek. Alternatif olacak öteki ülkeler de mevcut. BM güvenlik kurulunun daimi üyelerinden birinin dayanağını almak suretiyle de KKTC’nin tanınması istikametinde ataklar yapılabilir.
KKTC’ye üs kurabiliriz.
KKTC’ye hava ya da deniz üssü kurmak da ABD’nin canını yakar. KKTC’nin memleketler arası tanınmasını sağlamak ve bununla birlikte KKTC’ye askeri üs kurmak, Biden’ın soykırım iftirasıyla yaptığı taarruza iyi bir cevap olabilir.
Suriye’deki PYD operasyonlarına tam gaz devam edebiliriz.
Vereceğimiz karşılık, ABD’nin bölge hesaplarını bozması açısından da değerlendirilmelidir. Örneğin Suriye. 2016 Fırat Kalkanı, ABD’nin PYD’yi Akdeniz’e çıkarma planını bozmuştu. 2019’daki barış pınarı harekatıyla soykırım sorunu ABD kongresinin her iki kanadında da kabul edilmişti. Soykırımla PKK’nın karşılıklı ataklar olduğunu söyleyebiliriz. O nedenle Suriye’de PKK-PYD terör örgütünü büsbütün ortadan kaldıracak askeri operasyonlarla, Biden’in soykırım iftirasına, karşılık verilebilir.”
Haber7
