‘İyilik Yürek İster’, ‘İyiliğin Yolunda Uzaklar Yakın’ kitaplarıyla tanınan seyyah ve iyilik gönüllüsü Hacı İbrahim Mutlu’nun yeni kitabı ‘Turkana’ okuyucuyla buluştu. Hayat yolculuğunu Horasan erenlerinin bin yıllık ayak olurda sürdüren müellifin son kitabı, merkezine yeniden iyilik olgusunu alarak, asrî, kapitalist yerkürenin sömürgeciliğe dayalı ‘iyilik’ fiiline karşı Anadolu coğrafyasından sağlam bir bakış açısı sunuyor.
Kitabıyla ilgili “Beyaz Adam, Kara Afrika’ya daima acı ve gözyaşı taşımıştı şimdiye kadar. Kendilerini Hz. İbrahim’e nispet eden Turkana kabilesine yalnızca iyilik maksadıyla Türkiye’den giden bu fedakar Anadolu kişilerine da birinci anda tedirginlik ve kaygıdan doğan bir reaksiyon gösterildi. Ancak onların, almak için değil, vermek için geldiklerini anladıklarında aralarında korkunç bir dostluk ve inanç oluştu. Zira bu yiğit kişiler onlara yalnızca maddi ve sıhhat yardımı yapmadılar, tahminen de ondan daha değerlisi özgürlüğün, ulusallığın ve kardeşliğin kıymetini anlattılar” sözlerini kullanan müellif Mesut, kitabında mekan verdiği iyilik gönüllülerinin özgür Afrika’nın unutulmaz öncüleri olduğunun altını çiziyor.
ANADOLU (HORASAN) ERENLERİ KİMDİR ?
Türkiye’deki Anadolu Erenleri yahut Horasan Erenleri tabiri, halk arasında ulu zatlar için kullanılıyor. Anadolu’da derhal hemen her köyde, kasabada ve velev dağ başlarında bulunan ve ‘eren’ tabir edilen bireylere ilişkin türbe, yatır yahut evliya mezarları yan alıyor. Bunların hepsinin de birbirinden farklı hikâyeleri bulunsa da hepsinin ortak bir noktası bu yatırlardakilerin yani erenlerin isimleri (Anadolu) Horasan Ereni olması.
Erenler, Selçuklu devrindeki uç beylikleri ve Osmanlılar öbür Müslüman Türk toplulukları ve devletleri ile sıkı bağlantılar kurmalarıyla biliniyor. İslam coğrafyasının her yanından ve her meslek ve meşrepten Müslümanın uğrak alanı olan Anadolu coğrafyasında oluşan ağır bir göç dalgasında mahal alan idealist beşerler arasında konum alan tüccar, zanaatkar, esnaf ve ulema üzere kümelerin ortaya çıkardığı Erenler, Semerkant, Buhara, İran ve Kırım medreselerinden yetişen alimleri, Selçuklu ve İlhanlıların bürokrat ailelerini, kanaat kılavuzlarını ve dervişleri de kapsıyor. Ahmet Yesevi’nin rahle-i tedrisinden geçen Erenler, yürek, cömertlik, ilim ve merhamet timsali olarak biliniyor.
AFRİKA ERENLERİ
Osmanlı’nın yaklaşık 400 yıl süren Kuzey Afrika egemenliği sırasında Güney Afrika’ya da elçiler yolladığı ve bu topraklarda inşadan iyilik hareketine birçok iz bıraktığı biliniyor. Mahsusen son 15-20 yıldır ise Anadolu’dan Afrika’nın en ücra köylerine, tepelerine, çöllerine kadarAnadolu’nun cömertliği, vefası, vicdanı, şefkati, merhameti yine taşınıyor.
Afrika erenlerinin iyilik hareketinde esaslı geçmişlerinden aldıkları mirasla günümüzde gerçekleştirdiği çalışmalar, emperyalist ve misyonerlik prangaları altında olan Afrika coğrafyasına yürek ve umut oluyor.
Haber7