Fiyatı altınla yarışan Anzer balını üretebilmek için her yıl mayıs ayı içerisinde yaklaşık 3 bin 500 kovan, güneşlenme oranına nazaran yaylaya yerleştiriliyor.
Hava kaideleri yıllık bal üretiminde belirleyici olurken, üretim kalitesi ve hava koşullarına uygunluğu nedeniyle Kafkas arı ırkı tercih ediliyor.
Bu yıl yaklaşık 200 arıcının 3 bin kovan yerleştirdiği Anzer Yaylası’nda, yaz boyunca 40’ı endemik 300’e yakın çiçekten oluşan varlıklı yayla florasıyla buluşturan arıcılar, dünyaca ünlü Anzer balının sağımına başladı.
Anzer Ballıköy Ziraî Kalkınma Kooperatifi çatısı altında birleşen arıcılardan toplanan ballar, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Kısmında polen tahlili yapıldıktan sonra tescil edilip, mühürlenerek piyasaya sunuluyor.
“Bu yıl verimli bir yıl dönem bekliyoruz”
Anzer Ballıköy Ziraî Kalkınma Kooperatifi Lideri Osman Civelek, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Anzer balında”3-5 gün içinde sağımlar bitecektir. Bu yıl verimli bir yıl, dönem bekliyoruz.” dedi.
Arıcıların bal için verimli bir yıl olduğunu lisana getirdiğini söz eden Civelek, “Sağım sonrası üreticiler ballarını bizlere teslim edecekler. Bizde numuneleri alarak Hacettepe Üniversitesi’ne analize göndereceğiz. Analizden olumlu gelenleri kooperatif tarafımızdan etiketleyip ve mühürleyip satışa sunacağız.” diye konuştu.
Civelek, son yıllarda hayvancılığın bölgede yaygın olması nedeniyle bal rekoltesinde verimliliğin düşük olduğunu da işaret ederek, “Arı alanlarından hayvanları çıkarmak için bir çalışma yapmıştık. Bunu bir ölçü başarmıştık. Anzer’de arıcılık geleceği için bu çalışmanın kesinlikle devam ettirilmesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Geçen yıl bir buçuk ton civarında bir bal üretimi olduğunu aktaran Civelek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu yıl geçen yıldan daha verimli olacağını kestirim ediyorum. 2 ton civarında bir balımız olur. Bu da siparişlerimize kâfi bir ölçüdür. Geçen yıldan bize sipariş veren müşterilerimiz var. Sıraya girmişler. Onların ballarını göndereceğiz. Arta kalan balları da yeni müşterilerimize göndermeye çalışacağız. Türkiye’den müşterilerimizi olduğu üzere yurt dışından da müşterilerimiz var. Son yıllarda Arapların Karadeniz’i keşfetmesiyle Arap müşterilerimiz bir epey arttı.”
Civelek, bu balın yüzde 95’ini hasta olanların dayanak emelli tükettiğini de belirterek, “Neticede biz bir ilaç satmıyoruz. İlaç sattığımızı da tez etmiyoruz. Biz bunu bir şifa yahut dayanak emelli tüketicilerimize gönderiyoruz.” sözünü kullandı.
“Arı merası tarifi oluşturulmalı ve nasıl korunacağı belirlenmelidir”
Anzer Ballıköy Muhtarı Remzi Hoş de bölgenin en kıymetli geçim kaynağını Anzer balının oluşturduğunu belirterek, “Anzer balı, marka bedeli ve bilinirliği ülke sonları aşmış olup Rize ve ülkemiz için bir gurur kaynağı haline dönmüştür.” dedi.
Marka kıymeti bu kadar bilinmesine karşın Anzer balının kıymetli badirelerle da çaba etmek zorunda kaldığını da söz eden Hoş, şöyle devam etti:
“Sağıma başladığımız kovanlardan bundan 30 yıl evvel kovan başına 5 kilogram civarında eser alırken bugün 2 kilogramın altına düştü ve daha da azalacaktır. Zira bölgede erken ve çok otlayan küçükbaş hayvanlar, arılardan evvel alana girerek bal yapılacak çiçekleri yemekte, çiğnemekte, atıkları ile kirletmekte, kendine mera ortasında yürüyüş yolları açarak kökünden yok etmekte ve erozyon oluşturmaktadır. “
Hoş, hayvancılığın her çeşidinin kesinlikle yapılması gerektiğini de lisana getirerek, şunları kaydetti:
“Fakat marka pahası olan bir yerde hayvancılık ve arıcılığın planlama dahilinde ve denetimli yapılması gerekmektedir. Devletimiz tarafından desteklenen arı ve arıcılık, bilhassa Anzer bölgesinde en azından öteki hayvanların mera hakkına kavuşmalı, arıların besinini meralardan sağladığı göz önüne alınarak ‘arı merası’ tarifi oluşturulmalı ve nasıl korunacağı belirlenmelidir.”
Baba mesleği olan arıcılığı 30 yıldır sürdüren Zinnet Hoş de bölgedeki dağları arılara hoş bir yer bulmak için gezdiklerini belirterek, “Şu an bulunduğumuz yerden verimli daha iyi bir yer bulamadık. Lakin maalesef küçükbaş hayvanlar burada arılarının özlerini topladığı çiçekleri yiyor, bitkileri eziyor. Bu vakitte çiçek ve dolu olması gereken yaylada maalesef şu anda hiç çiçek kalmadı. Anzer de gelir bal üretim ile elde ediliyor. Kovanları açıyoruz lakin neredeyse çoğunluğu yarı yarıya boş. Arı 5 kilometrelik bir alanda çiçeklere ulaşıyor ancak koyun her yere gidebilir. Arıcılığın geleceği için küçükbaş hayvanların bölgeden uzaklaştırılması gerekiyor.” sözlerini kullandı.
Haber7
