İşte Ahmet Hakan’ın, 3 bakanın kendi mizaçlarıyla görüşmelere damga vuran ve tekraren oturumlara orta verilmesiyle sonuçlanan tartışmalara ait o yazısı;
Üç bakanın Meclis’teki gece yarısı performansı
SÜLEYMAN SOYLU: UNUTULMAZ PERFORMANS
– Hiçbir laf atmayı karşılıksız bırakmadı. Laf atanlara karşı çok sertti. Gayesinde HDP sıraları vardı. Vurdukça vurdu. Sıkıştırdıkça sıkıştırdı.
– Bende şöyle bir şey olur: Çok sinirlenirsem asla hazırcevap olamam. Tutulup kalırım. Şunu fark ettim ki… Soylu, benim tam tersim.
– “Ohhh paralar PKK’ya gitmiyor, ohhh millete gidiyor ohhh” demesi ve bunu derken sergilediği beden lisanı, unutulmaz bir performanstı.
– Konuşmasının en hararetli anlarını çıkarıp görüntü yapsak… Konuşmasının neredeyse tamamını o görüntüye almamız gerekir. O dereceydi yani.
MURAT KURUM: SAKİN ANCAK SERT
– Bilgilendirmeye dayalı bir yaklaşım içindeydi. Sakin ve ağırbaşlı bir şekli vardı. Yaptıkları çalışmaları anlattı.
– Kibar ve yapan bir lisanla konuştu. “Bir milletvekilimiz burada şöyle dedi, bu hakikat değil” çeşidi cümleler kurdu.
– Lakin bir orta HDP sıralarından laf atılınca birdenbire sertleşti. “Sizin çevreciliğinizi Diyarbakır Sur’da gördük” diyerek sesini yükseltti.
– En tartı verdiği bahis kentsel dönüşüm konusuydu. Yapılanları ve yapılacakları sayılar vererek anlattı.
FAHRETTİN KOCA: POLEMİK DEĞİL İKNA
– Tane tane anlattı. Matematiksel gitti. Boşlukta hiçbir şey bırakmamaya ihtimam gösterdi. Sayılara yük verdi.
– Babacan bir tutumu vardı. Tezlere karşılık verirken “Bu iddiayı lisana getiren arkadaşımızın gözlerine bakmak istiyorum” demesi çok değişikti.
– Polemik yapmaktan çok ikna etmeye uğraş gösterdi. En tartışmalı anlarda bile karşı tarafı ikna etmeye çaba etti.
– Konuşmasını bitirmesini istedi Meclis’i yöneten isim. Üstelik birkaç sefer. Ancak çok değişik bir şey oldu: Milletvekillerinin ortak talebiyle konuşmasını sürdürdü.
Haber7
