Salgın öncesinde bir alternatif olarak öğrencilerin hayatlarında yer alan online eğitim, sınıflarda bir ortada bulunmanın taşıdığı bulaş riski nedeniyle eğitim sisteminin devamlılığı için neredeyse tek yol haline geldi. Meskenlerin okula dönüştüğü bu süreçte bilhassa ilkokul çağındaki çocukların online eğitime nasıl adapte olacağı ailelerin tahlil aradıkları mevzuların başında gelmeye başladı. Ebeveynlerin toplumsal medyada yakından takip ettiği Influencer Özge Tezcan, kendi çocuklarıyla olan tecrübelerinden hareketle ‘online ilkokullu’ çocuklar için altın pahasında 5 tavsiye verdi.
1. Rutinler oluşturun ve onlara sadık kalın
Çocukların yeni bir tertibe alışmak ve o nizamı benimsemek için yakın dayanağa gereksinim duyduğunu söyleyen Influencer Özge Tezcan, “Ev ortamı, çocuklar için rahatladıkları, anne babalarıyla vakit geçirdikleri, oyun oynadıkları ve hatta vakit zaman okuldan çıkıp bir an evvel gelmek istedikleri bir çatı. Hasebiyle bu çatı ile okul çatısını birleştirmek kolay bir süreç değil. Zira okulda, konutun günlük rutininden çok daha disiplinli bir süreç kelam konusu. Fakat bu disiplin, birtakım rutinler oluşturularak ve bunlara sadık kalınarak meskende de sağlanabilir. Bu noktada çocukların yatma ve kalkma saatleriyle kıyafetlerinin okula masraf üzere düzenlenmesi, molalarda okulda yapamadığı televizyon izleme, tabletle oynama üzere aktivitelere müsaade verilmemesi, haftalık programlar oluşturularak hem çocuğun hem de bu süreçte konutta çocuğa eşlik eden kişinin bu programa bağlı kalması epey kıymetli. Olağan daha da değerlisi, tüm bunların süreksiz bir süreç olduğunu lakin eğitimine ciddiyetle devam etmesi gerektiğini çocuğu ürkütmeden anlatmak ve zorlandığında ebeveynlerinin sürekli yanında olacağını hissettirmek.” dedi.
2. Ders saatlerini siz de ciddiye alın
Çocukların online eğitimi süreksiz bir süreç için de olsa kabul etmelerini ve disiplinli davranmalarını sağlamak için evvel ebeveynlerin sürecin ciddiyetini kavradığını göstermesi gerektiğini belirten Özge Tezcan, “Çocuklar ebeveynlerinin bu süreci ne kadar ciddiye aldıklarını görürlerse yeni tertibin ciddiyetini o kadar süratli kavrar ve verilen kararlara ahenk sağlarlar. Bu yüzden evvel anne ve babaların çocuğun ders programını ve bu programa uymak için nelere gereksinim duyduğunu iyi bilmesi gerekir. Bu noktada ders saatlerinde çocuğun konsantre olabilmesine imkan veren sessiz bir ortam sağlanması, ders takibi için kullandığı gereçler dışında oyuncak, tablet üzere dikkatini dağıtacak eşyaların ortadan kaldırılması, ders programının takip edilmesi ve vakit zaman programa dair soru sorulması tesirli olabilir.” tabirlerini kullandı.
3. Boş vakitlerde elektronik aygıtlardan uzaklaştıracak aktivitelere yönlendirin
Online eğitimde elektronik aygıtlara uzun mühlet maruz kalındığına ve bunun uzun vadede olumsuz tesirleri olabileceğine de değinen Özge Tezcan, “Her ne kadar bağımlılık derecesine ulaşmaması için ağır gayret sarf etsek de teknoloji çağında çocuklarımız, oyun oynamak yahut eğlenceli vakit geçirmek için tablet ve bilgisayar üzere elektronik aygıtları sıkça kullanıyor. Uzmanlar, online eğitimin daima hale geldiği pandemi sürecinde bu aygıtlarla olan etkileşimin daha da artmasının ve sokakların sıhhat açısından riskli olmasının, çocukların fizikî gelişimleri açısından uzun vadede sorun oluşturabileceğine dikkat çekiyor. Bunun önüne geçmek için boş vakitlerinde gözlerini daha fazla yoracak elektronik aygıtlardan olabildiğince uzak kalacakları, seksek oynamak, müzik dinlemek yahut dans etmek üzere fizyolojik ve ruhsal gelişimlerine katkı sağlayacak aktivitelere yönlendirilmeleri çok değerli.” halinde konuştu.
4. Sohbet etmeyi ihmal etmeyin
Pandemi öncesine kıyasla çocuklarıyla meskende daha fazla vakit geçiren ebeveynlerin, bu süreçte kurdukları irtibata de dikkat etmeleri gerektiğini söyleyen Özge Tezcan, “Salgın öncesinde çocuklarımız okullarda eğitim görürken bizlerden uzakta vakit geçiriyor, farklı beşerlerle toplumsallaşıyor ve konuta geldiklerinde paylaşacak çok şeyleri oluyordu. Lakin okulun konuta taşındığı bu süreçte çocukların aileleriyle daima yan yana olması, diyalogları kısırlaştırmış oldu. Bu durumun mevcut bağlantısı köreltmemesi için çocukların ebeveynleriyle paylaşımda bulunabileceği kaliteli vakit dilimleri yaratmak gerekiyor. Sohbet etmek ise irtibatı güçlendirecek faaliyetlerin başında geliyor. Örneğin; o gün neler öğrendiğini anlatmasını istemek, muhtaçlıklarını sormak, mutfakta birlikte kolay yemekler yapmak, neleri özlediği ve neler yapmak istediği hakkında konuşmak hayli keyifli ve yararlı olabiliyor.” diye ekledi.
5. Ödüllendirmekten çekinmeyin
Çocukların kabullenmesi beklenen yeni tertibin aslında yetişkinler için bile vakit zaman zorlayıcı olduğunu hatırlatan Özge Tezcan, “Salgının getirdiği yeni sistemin dinamiklerine ayak uydurmak, biz yetişkinler için bile her vakit kolay olmuyor. Yani ne kadar daha devam edeceğini bilmediğimiz bu süreçte alışkanlıklarımızı değiştirmek oldukça efor gerektiriyor. Olanları anlamlandırma noktasında bizler kadar şuurlu olamadıkları için çocuklarda bu efor daha da artıyor. Hasebiyle mevcut sisteme uygun davrandıklarında onları ödüllendirmekten çekinmemek, sevdikleri yemekleri yapmak, istedikleri bir oyuncağı almak yahut sevdikleri bir oyunu birlikte oynamak gerekiyor.” dedi.
Haber7
