ABD’nin Ankara Büyükelçiliğinin Türkiye ve Yunanistan ortasında tansiyona yol açan Sevilla haritasının hukuksal bir kıymetinin olmadığını açıklaması, 2000’li yıllarda ortaya atılan ve Türkiye’yi Ege ve Akdeniz’de hapsetmeyi amaçlayan haritayı yine gündeme getirdi. AB’nin de tanımadığı haritayı savunan Atina’nın ise Sevilla’yı öne sürerek bilinmeyen emeller peşinde olduğuna işaret ediliyor.
Sevilla haritasıyla, Türkiye’nin Antalya Körfezine sıkıştırılmak istediğine dikkat çeken uzmanlar, haritaya çıplak gözle bakıldığında Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kısmı (GKRY) ortasında koridor oluşturulduğuna ve Yunan deniz alanlarıyla Rum deniz alanları birleştirildiğine işaret ediyor. 1974’te Yunanistan ve Rumların karadan ENOSİS’i (Kıbrıs’ın Atina’ya bağlanması) gerçekleştiremediklerini hatırlatan uzmanlar “Şimdi Sevilla haritası yoluyla denizden bir koridor oluşturarak Yunanistan ve GKRY’yi birleştirmeye çalışıyorlar” görüşünde.
“HİÇBİR GEÇERLİLİĞİ YOK”
Kelam konusu haritanın milletlerarası hukukta ve 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde de karşılığı olmadığı belirtilirken, Ankara, Yunanistan’ın bu haritaya dayanarak ileri sürdüğü mesnetsiz taleplerinin kabul edilemeyeceğini vurguluyor. Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu da son yaptığı açıklamada “Yunanistan Sevilla haritasından vazgeçmediği sürece ve Türkiye kıta sahanlığına hürmet göstermedikçe bu gerginlik bitmez” sözlerini kullanmıştı.
Ulusal Savunma Bakanı Hulûsi Akar ise “Sevilla haritası diye ortaya çıkarılan haritanın hiçbir geçerliliğinin olmadığını, bunun hakkı, hukuku tanımadığını, burada barış ve istikrara katkı sağlamadığı üzere bir sorun çıkardığını görmek lazım” demişti.
Türkiye Gazetesi
Haber7
