Çelik’in açıklamalarından satır başları şu halde;
Kaideler ne olursa olsun zulme karşı çıkmak, hakikatin şahitleri ve şehitleri olmak gerçek insan olmanın ölçüsüdür. Kerbela bir insanlık okuludur, Aşura bu insanlık okulunun hakikat dersleridir. Aşura iletisinin taşıyıcılarının hepsine rahmet diliyoruz. Şehitlerimiz var. Türkiye’nin terörle uğraşının ne kadar haklı olduğunu gösteren hadiseyle karşılaşıyoruz. Şehitlerimize rahmet diliyoruz.
Diyarbakır anneleri bu sene 1. yılını dolduracak. Kimilerinin duyarsız kalması sözkonusu, teröre evlatlarını kaptırmış aileler, evlatlarını geri almak için büyük bir vicdan çabası veriyorlar. Ailenin bir kısmı evlatlarına kavuştu, öbürleri de kavuşmayı büyük bir umutla bekliyor.
O annelere bir kez daha hürmetlerimizi gönderiyoruz. Bütün annelerin ellerinden öpüyor, en kısa vakitte evlatlarına kavuşmalarını diliyoruz.
GİRESUN’DAKİ SEL FELAKETİ
2020 yılı hepimizin hayatında özel bir yıl, son derece aksiliklerle dolu bir yıl oldu. Giresun’da yaşanan felaket şimdiye kadar tahminen de hiç görülmemiş bir felaket sözkonusu oldu. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Cumhurbaşkanımız ilçe ilçe, sokak sokak yakından takip etti. Bakanlarımız birinci andan itibaren oradaydı. Bütün bu çerçeve içerisinde Giresun’daki yaraların sarılması için inanılmaz bir uğraş ortaya konuldu.
KOBİ’LER İÇİN FAİZSİZ KREDİ DAYANAĞI
Mahsur kalan vatandaşlarımız sağ salim kurtarıldı. 118 köy yolun tamamına ulaşım sağlanmıştır. Hala 434 iş makinasıyla enkaz kaldırma çalışmaları ve paklık çalışmaları devam ediyor. Cumhurbaşkanımız da açıkladı, esnaflarımıza 50 bin liraya kadar ziyanı olanlara tamamı hibe olarak verilecek. KOBİ’ler için 100 bin liraya kadar faizsiz kredi takviyesi devreye sokuldu. Belediyeler altyapı çalışmaları için 25 milyon lira hibe edilmiştir.
Konut, işyeri, öbür hasarlar için nakti yardım yapılmıştır. Oradaki insanımıza psiko dayanak verme çalışmaları devam ettirilmektedir. Bir daha bu türlü felaketin tekerrür etmemesi için yapılacak işler var. Birinci etapta 120 milyon liralık bütçeyle bent üretimi, islah, köprü üretimi gerçekleştirilecek, oradaki kum ve çakıl ocakları kapatılarak dereler denetim altına alınacak. Bir defa daha vatantaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi tabir ediyoruz.
ULUSAL GÜNLERİMİZ ÜZERİNDEN SANAL YARIŞ OLUŞTURUYORLAR
Cumhurbaşkanımızın iştirakiyle Malazgirt zaferi görkemli bir biçimde kutlandı. Başkası de 30 Ağustos’taki bayramımızdı. Sultan Alparslan’ın önderliğinde yapılan Malazgirt’le birlikte Anadolu’ya geldik, Kurtuluş Savaşımızın Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde yapılanla biz buradayız ve bir yere gitmiyoruz iletisini verdik. Birinde buraya geldik, başkasında de bizi buradan göndermek isteyenlere asla gitmiyoruz, burada kalmaya devam ediyoruz dedik. Sultan Alparslan’ı ve Gazi Mustafa Kemal’i bir sefer daha minnetle, hürmetle, rahmetle andık.
Ulusal günlerimiz ortasında hangisi başkasından üstündür gibisinden sanal yarışlar oluşturmaya çalışanlar travmaya dönüştürme siyasetlerine devam ediyorlar. Bu millet ansızın ortaya çıkmadı. Bir kökü var geleneği ve yaşadığı pekçok toplumsal ve siyasi hadiseler var. Büsbütün palavra ve fitneye dayalı propaganda yapıldı. İçişleri Bakanlığı’nın yasakladığına dair baştan aşağı palavralar söylendi.
Bu sene Kovid önlemleri sebebiyle Bağlantı Başkanlığımızın organize ettiği 300 İHA ile yapılan ışık gösterisi herkesin beğenisin ikazandı. Bu palavralar çok çabuk formda oluşturuluyor ve süratli bir formda yayılıyor. Bir fitne şebekesi çabucak çalışmaya başlıyor. Toplumsal medyada gündem oluşturuyorlar. Uygulanan önlemler bu yıl içerisinde 23 Nisan, 19 Mayıs’ta da sözkonusuydu. 15 Temmuz’da da sözkonusuydu. Ramazan ve Kurban bayramlarındaki bayramlaşma için de sözkonusuydu.
Tarihimizi bölmeye çalışan bu siyasi yaklaşımları ve bunların peşinden sürüklenenleri bir defa daha uyarmak istiyoruz. Bu iş sağlıklı bir şey değil. Milletin tarihi pastanın dilimleri üzere isteyenin dilimi alacağı bir yapı değildir. Tarihi olmayanın tanımı olmaz. Malazgirt’ten 30 Ağustos’a kadar tıpkı biçimde birlik ve tazelikle hatırlatılması bir kazanım olarak görülmelidir.
DEAŞLA UĞRAŞ
DEAŞ’la gayret çok değerlidir. 50’ye yakın ülkenin oluşturduğu koalisyon DEAŞ’la karadan bir muvaffakiyet elde edemedi. Bu İslam ve insanlık düşmanı örgütle karada da çaba vererek en ağır kaybı verdirmiş bir ülkeyiz. DEAŞ’la gayret konusunda sesi en çok çıkanlar PKK ve PYD üzere terör örgütlerine dayanak verenler oldular. Bunlar temelinde birbiriyle alışveriş içerisinde olan örgütlerdir. Doğrusu bunların hepsiyle güçlü bir halde çaba etmektir. Bugün DEAŞ’ın kelamda Türkiye buyruğunun yakalanması üzere çok kıymetli bir operasyona emniyet güçlerimiz imza attı. Bu şahsın politikleri kaçırmak formunda planları ele geçirildi. Türkiye içerisinde aksiyon planlarının olduğu görüldü.
İçişleri Bakanlığımızı, emniyet teşkilatımızı, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Bu örgütle çabanın en güçlü formda sürdürüleceğini tabir etmek istiyorum.
Bir hemşire kardeşimize dönük olarak hepimizin canını sıkan, hepimizin tiksindiği bir tweet atıldı. O da Antalya emniyeti tarafından gözaltına alındı. Bir defa daha emniyeti tebrik ediyoruz.
PANDEMİ SÜRECİNDE EĞİTİM
İstiklal marşının okunmasıyla eğitim devri başladı. 18 Eylül’e kadar uzaktan yürütülecek. Uzaktan eğitim TRT ile TRT Eba kullanılarak verilcek. Ulusal Eğitim Bakanlığımız yüzyüze eğitime geçmeyi planlamakta. Eba canlı ders uygulaması ile öğretmenler öğrencileriyle canlı ders yapabilecek. Bedelli öğretmenlerimiz çevrim içi ile canlı derslerini gerçekleştirecektir. 20 bin kontratlı öğretmen alındı. Türkiye’nin eğitim konusundaki seferberliği ve gücü artarak devam ediyor.
Aygıt ve internet erişiminde yaşanan problemlere bakanımız çok şeffaf bir biçimde yanıt veriyor. 1,5 milyon civarında bu sorunu yaşayan öğrencimiz olduğu söyleniyor. Bu gereksinimlerin giderilmesi için Eba takviye noktaları açıldı. Öğrencilerimiz bu noktadan eğitimlerini alabilecekler.
Televizyon temine konusundaki çalışmalar tamamlandı, bilgisayar temini çalışmaları hala devam ediyor. Telefon oparatörleri fiyatsız interneti öğrencilerimize sağladı. Eba eğitim programı dünyada en çok tıklanan üç internet sitesinden biridir. Türkiye bu mevzuda takdir görmektedir. Bu programdan yararlanmak isteyen öbür ülkelere Türkiye yardım etmektedir.
MUHALEFET YAPMANIN BİR DÜZEYI OLMASI LAZIM
Türkiye peynir ithal edecek diye açıklamalar yapıldı. Bu türlü bir şey yok arkadaşlar. Siyasetçi olmalarına karşın iki satır okumadan suçluyor. Muhalefet yapmanın bir düzeyi olması lazım. İşin aslı 17 Mayıs 2018’de Venezuela ile ticari mutabakat imzalamışız. Bunda hiçbir biçimde sanayi ve tarım eserinde ithalat yapacağımıza dair karar yok. Temelinde olmayan bir şey üzerinden muhalefet yapılıyor. Bunu yalnızca palavra siyaseti nasıl üretilirle ilgili bir örnek olarak veriyorum.
UZUNLUĞUNU AŞAN İŞLERE KALKIŞIYOR
Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Rastgele bir tartışmaya mahal vermeyecek halde şunu söyleyebiliriz, Türkiye bu bahiste yüzde yüz haklıdır. Yunanistan bugün için Doğu Akdeniz’de korsan devlettir. Uzunluğunu aşan işlere kalkışıyor. Gerisinde şartsız AB takviyesini alarak hukuk, siyaset, ahlak dışı uğraşların içine giriyor. Burada trajik olarak AB’nin durumudur.
Yunanistan bir grup ada devleti değil. Meis adasının rastgele bir formda kıta sahanlığı olamaz. Bu milletlerarası hukuka ve içtihatlara alışılmamıştır. Türkiye 2 kilometre, Yunanistan’a 580 kilometre. Hukuk açısından kabul edilemeyecek bir yaklaşım. Ege’yi Yunan gölü yapma üzere maksimalist bir anlayış.
‘AYNEN MACRON’A İADE EDERİZ’
Buradaki hudutlarımız muhakkaktır. Hepsi BM’ye bildirilmiştir. Duyuru ettiğimiz ve bildirdiğimiz hudutlarda sondaj faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. Macron bizim kendi alanımızda sondaj çalışması yapmamızı kırmızı çizgi duyuru ediyorsa biz o kırmızı çizgiyi motamot Macron’a iade ederiz. Macron üzere bir devlet lideri nasıl konuşacağını bilmesi gerekir. Türkiye’nin ciddiye alması mümkün değildir.
Yunanistan muteber bir muhatap arıyorsa, Türkiye’den daha muteber bir muhatap yoktur.
Yunanistan’ın yaptığı Meis provokasyonudur. Buraya silahlı güç gönderildiğine dair haber çıktı. Paris Antlaşması’na nazaran bu ada silahsızlandırılmıştır. Evvel açıklama yaptılar, gerisinden nöbet değişimi dediler. Biz Yunanistan’ı bu tip provokasyonu yapmamaları konusunda uyarıyoruz. Biz komşuyuz, Türkiye Cumhuriyeti büyük ve esaslı devlettir. Türkiye’den daha inançlı bir muhatap yoktur. Bunun dışında Fransızların uçaklarını getirerek, Güney Kıbrıs’ta tatbikat yaparak elde edeceğiniz hiçbir sonuç yok. Bütün bunlar Yunan hükümetinin ağır mağlubiyetiyle sonuçlanacaktır. Yunan Başbakanı dünyayı gezip de kendisinin ardında asla durmayacak kimselerle işbirliği arayışına gitmek yerine, hukuka ve hakkaniyete saygılı bir halde Türkiye ile konuşmuş olsaydı en sağlam muhatapla konuşmuş olacaktı. Yunanistan şunu bilsin onların çıkarlarının bittiği hudutta Yunanistan diye bir şey görmezler. Sizin başınızda ekonomik kriz varken, Türkiye size yardım ederken bütün dünya sizi aşağılamakla meşguldü. Yunanistan yanlışsız düşünsün, gerçek davransın. Türk deniz kuvvetleri ile rastgele bir formda yanlış yapacağı işe girmesi.
SORULAR VE CEVAPLAR
ÖTV sorunuyla ilgili Kovid müddetince bütün dünyada olduğu üzere Türkiye’nin içinden geçtiği problemler var. Alınması gereken önlemler oluyor. Bugün alınan kararlar, dayanaklar, düzenlemeler birtakım rasyonel göstergelerin sonucu olarak yapılıyor. İçinden geçtiğimiz devri öteki ülkelere nazaran olumlu ayrışarak geçiriyoruz. Kuşkusuz birtakım noktalarda sarsılmaya devam ediyoruz. Bir türbülansın içinden geçiyoruz. Iktisat idaresi bütünsel bir bakışla bu kararları alıyor. Önümüzdeki aylarda, vakitler içerisinde vatandaşımızın memnuniyetini arttıracak kararları almaya devam edeceğiz.
Acı şeyler görmemek için, elde ettiğimiz olağanlaşma ile ilgili kazanımları kaybetmemek için maske, uzaklık paklık sıkıntısına riayet etmek gerekiyor. Bilim Şurası üyesi Tevfik Bey’in açıklaması şöyle, kararı biz vermiyoruz, olumlu ve olumsuz fikirlerimizi söylüyoruz. Bilim Şurası’ndaki bütün hocalarımıza müteşekkiriz. Hepsinin ilmi birikimlerinden, Türkiye sevdasından bu süreçte azami biçimde istifade ettik. Son kelam bu tip süreçlerde siyasi iradenindir. Siyasi irade birçok dinamiği biraraya getirirek karar verir. Vakit zaman ‘Bilim Konseyi bunu demiş lakin yapılmamış’ deniyor. Kuşkusuz vatandaşımızın hayatını tehlikeye atacak bir şey olmaz. Bu ne tek başına tabiplerin ne de tek başına siyasalların vereceği karar. Hayat bir bütün. Hocamızın kastettiği, biz tıbbi açıdan görüşümüzü söylüyoruz, değerlendirmelerimizi yapıyoruz, sonuçta bu siyasi iradenin önüne geliyor. Öteki datalar de geliyor. Bu kararlar bu türlü alınıyor. Bütün dünyada da bu türlü oluyor.
Burada hem İçişleri Bakanımız hem de Sıhhat Bakanımız vilayet il kıymetlendirme yapıyorlar. Kimi vilayetler çok iyiydi, daha sonra yükselmeye başladı. Alanda bir gevşeme oldu. Burada mevcut önlemler içerisinde maske, aralık kuralına uyulsa biz bunu aşarız. Olağanlaşma kararlarını birtakım vilayetlerde geri alma üzere durum ortaya çıkabilir. Alandaki gevşemeye bağlı olarak vilayetlerde yükseldiği vakit yeni önlem almanız gerekiyor.
‘BU SÖZ TERBİYESİZLİKTİR’
Biz birtakım sıkıntılara karşılık verirken mümkün olduğu kadar üslubumuzu muhafazaya çalışıyoruz. Ancak maalesef son vakitlerde CHP sözcüsü bu kuralın dışına çıktı, sistematik olarak ihmal ediyor. İçişleri Bakanımıza sarayın memuru diyor, bu söz terbiyesizliktir. Birincisi bu. Artık bir milletvekili sıfatı taşıyan birisi, milletvekili sıfatına yakışmayan halde İçişleri Bakanımıza tecavüzün kollayıcısı deniyor. Bu ahlaksız, terbiyesiz kelamı görmezden geliyorlar, sonra İçişleri Bakanımızın ona verdiği yanıt üzerinden siyaset üretmeye çalışıyorlar. Bütün arkadaşlarımız birisi çıkıp da tecavüz kollayıcısı diye tabir kulladığı vakit İçişleri Bakanımızın kullandığı karşılığı muhatabımıza veririz.
‘BÖYLE SAÇMA SAPAN BİR DENKLEM OLABİLİR Mİ?’
Birisi saygısız üslupla İçişleri Bakanımıza saldıracak, İçişleri Bakanımız kişilik haklarını koruduğu için saldırıyı kışkırtıyor olacağız. Bu türlü saçma sapan bir denklem olabilir mi? Rastgele bir milletvekili hücuma uğradığı vakit saldırganların bulunması için hassasiyet üretelim. Bir İçişleri Bakanına utanmadan atama memuru diyeceksin. Böylesine ahlaksız denklem olabilir mi? Kendilerine tecavüz kollayıcısı diye rastgele bir milletvekili tabir kullansa bunu olağan mi karşılayacaklar?
Önlerine fantazi bir metin koyuyorlar, çıkıp onu okudukları vakit siyaset yaptıklarını zannediyorlar. Parlamenter sistem varken onun hiçbir kuralına uymayanlar, vesayetin karargahı haline gelmiş olanlar bu konuşanlardı. Parlamenter sistem içerisinde anayasa değişikliği çalışmaları yaparken CHP hiçbir sorunda çağdaş bir parlamentersistem nasıl olmalı diye parlak bir fikir öne süremedi.
Kim bizim arkadaşımıza tecavüz kollayıcısı üzere bir tabir kulanıyorsa yaptığı terbiyesizliktir. İçişleri Bakanımız da kendi kişilik haklarını koruyan karşılık vermiştir.
Bu tip toplantılarda iştirak sözkonusu olduğu vakit katılan herkes test yaptırır. Buradaki problem protokol sıkıntısı değil. Test yaptırmak size dönük saygısızlık değil tam bilakis sizin ortasına katılacağınız topluluğa saygınızı gösterir. Genel olarak söylüyorum, buradaki sorun bir topluluğun içerisine gireceğimiz vakit hepimiz yaptırmak zorundayız, sorumluluk duygusu gereği bu. Hem kişinin sıhhatinin korunması hem de rastgele birine ziyan vermemek üzere bir şey. Bu açıklama nezaket dışı, laf olsun diye yapılmış saygısız bir açıklama.
Haber7
