İşte Taha Dağlı’nın “Bağdat’a da Erbil’e de PKK uyarısı” adlı yazısı;
Irak’ın kuzeyindeki son operasyonda PKK elebaşları etkisiz hale getirildi.
Operasyona reaksiyon Kandil’den değil Bağdat’tan geldi.
Irak hükümeti, TSK’nın PKK terör örgütüne yönelik operasyonunda Iraklı kumandanların da öldüğünü öne sürdü ve reaksiyon gösterdi.
TSK, Irak topraklarında PKK terör örgütüne yönelik operasyon yapıyorsa, bu operasyonda tek maksat teröristlerdir.
Türk askeri Suriye’de de Irak’ta da bugüne kadar onlarca harekat gerçekleştirdi, PKK teröristlerinin dışında kimseleri maksat almadı, sivil hassasiyete de hiç kimsenin göstermediği kadar ehemmiyet gösterdi.
Şayet bu son operasyonda Bağdat’ın dediği üzere Iraklı askerler de öldüyse, bu Irak’ın reaksiyon vermesi değil oturup üzerine düşünmesi gereken bir sorundur.
Çünkü adama sorarlar, Türkiye’nin operasyon yaptığı alanda yani PKK işgalindeki bir bölgede “sizin ne işiniz vardı” diye.
TSK’nın operasyon yaptığı yerde PKK’lılar toplantı halindeydi.
Bağdat açıklıyor, “bizim kumandanlarımız da o toplantıdaydı.”
İşte asıl sorun orası aslında, Iraklı kumandanların, PKK toplantısında ne işleri var?
Kimsecikler kusura bakmasın, kendi toprağını işgal eden teröristlerle, toplantı masasına oturanların Türkiye’nin gözündeki yeri belirlidir.
Bu dünyada da böyledir.
ABD ya da bir diğer ülke terör örgütlerine yönelik operasyon yapıyorsa, o teröristlerle birebir masada oturanlar da maksat alınır.
Kaldı ki Irak’ta Bağdat hükümetinin de kuzeydeki bölgesel idaresinin de PKK terör örgütüyle çaba konusunda Türkiye’yle yaptıkları mutabakatlar var, verdikleri taahhütler var.
Irak hükümeti muahedeye uymayıp, üstüne bir de teröristlerle toplantı tertip ediyorsa, terör menziline girmişler, demektir.
Birebir durum bölgesel idare için de geçerli.
Bağdat’ın da Erbil’in de artık PKK konusunda kendilerine çeki nizam verme vakitleri geldi, geçiyor.
Kendi topraklarını işgal eden bir terör örgütü var.
Hem de Türkiye hududunda.
Bugüne kadar Türkiye daima şunu yaptı, operasyon için Irak’a girdi, PKK’yla gayret etti.
Bağdat ile Erbil kıllarını kıpırdatmadı.
Yıllardır “tamam PKK terör örgütü, tamam bizim topraklarımızdalar, tamam size tehditler, tamam siz operasyonunuzu yapın lakin PKK bize saldırmıyor, o halde biz karışmayalım” dediler.
Artık bu saatten sonra Irak’taki o iki idarenin de “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” politikasının fonksiyonu kalmamıştır.
Ya PKK ile ortalarına aralık koyacaklar ya da teröristlerle birebir maksat tahtasına oturmayı göze alacaklar.
Şu bir gerçek ki Bağdat ile Erbil PKK konusunda adam üzere hal koysalar, o teröristler Kandil’de barınamazlar. Hele ki Sincar’ı hiç saymıyorum. 2014 sonrası DAEŞ mazeretiyle Musul’dan sonra Irak’ın kuzeyine ve Sincar’a şahsen Irak ordusunun eskortluğunda girdiler.
DAEŞ terör örgütü Irak’a saldırınca yana yakıla Türkiye’ye “gelin bizi kurtarın” diyen Erbil ile Bağdat, kelam konusu PKK olunca, ikili oynayacaklar, Türkiye’nin yüzüne “evet PKK bir terör örgütüdür, sonuna kadar haklısınız” diyecekler; sonra PKK’lılarla toplantı yapacaklar.
Bu artık Türkiye ismine asla kabul edilebilir bir durum değildir.
Irak kaynakları, Türkiye’ye yönelik reaksiyon açıklamalarıyla dolu.
Hala egemenlikten falan bahsediyorlar, utanmadan.
Sizin ülkenizi, 2003’ten beri Amerika öncülüğünde, tam 63 başka ülkenin toplamda 200 bin askeri işgal etmiş. Tonga diye bir ülke var, ismini kaç kişi duymuş, onların bile askerleri sizin ülkenizde işgalci olarak bulundu.
PKK’sı, YBŞ’si, DAEŞ’i, Haşdi Şabi’si, terör örgütünün her türlüsü sizin topraklarınızda cirit atmış, atıyor.
Türkiye olmasa, bırakın ticareti, size su bile veren olmaz.
ABD’nin, İran’ın gazına gelip, o denli ahkam kesmeye kalkmayın, sizin karşınızda Türkiye Cumhuriyeti var.
Haber7
