Yaz mevsimi yaklaşırken Medicana Çamlıca Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. Ayça Serap Çakır, tertipli ve kâfi su tüketimi için ikazlarda bulundu. Yaz aylarında sıcaklığın artması ile birlikte bedenin çok fazla sıvı kaybedebileceğini, bu durumun bulantı, baş dönmesi üzere belirtilere neden olacağını aktaran Uzm. Dr. Çakır, nizamlı ve kâfi su tüketiminin yanı sıra ayran, süt, taze sıkılmış meyve suları, soğuk bitki ve meyve çayları ile de bedenin sıvı muhtaçlığının kesinlikle dengelenmesi gerektiğinin altını çizdi. Dünya Sıhhat Örgütü bilhassa bayanların günde en az 14 bardak su içmelerini önermekte olduğuna dikkat çeken; kâfi ve nizamlı ölçüde su tüketiminin bağışıklık, böbrekler, kalp ve karaciğer başta olmak üzere bütün organlar için hayati ehemmiyet taşıdığını vurgulayan İç Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. Ayça Serap Çakır, “Az su içilmesinin önemli bir çok hastalıktan, kilo alımına kadar pek çok olumsuz tabloya neden olabilir. Ayrıyeten bebek ve çocuklar sıvı gereksinimlerini kendileri göremeyecekleri için, aileler bu mevzuda dikkatli olması gerekir” dedi.
Hayatın en lezzetli kaynağı: Su
Hayat için hayati ehemmiyete sahip olan suyun, bütün biyolojik ömrü ve faaliyetleri ayakta tutuğunu, belirten Uzm. Dr. Çakır, biyolojik bir çözücü olan suyun vitamin ve minerallerin bedende taşınmasını ve çözülmesini sağladığını; tertipli ve kâfi su tüketilmemesinin başta böbrekler olmak üzere, kalp, karaciğer üzere organlarda hayati aksiliklere yol açabileceğini, beden ısısında dengesizlikler, ciltte kuruluk, hazımsızlık, baş ağrısı ve unutkanlığa neden olabileceğini kaydetti.
Öbür içecek su ile muadil değildir
Uzm. Dr. Çakır kelamlarına şöyle devam etti: “Hayati işlevlerin sağlıklı bir halde devam edebilmesi için kâfi ölçüde yani, günde 2-2,5 litre su tüketmenin bedenin su muhtaçlığını karşılar. Suyun tadını sevmeyenler ya da mide bulantısı yaşayanlar; dilimlenmiş meyve dilimleri, salatalık, elma, tarçın yahut havuç, kereviz üzere sebzelerde suyu tatlandırabilirler”. Ayrıca çay, kahve üzere içeceklerin bedenden su atımını artırdığı için suyun yerine konmaması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Çakır, susama hissi yanında, idrar renginin de su istikrarımız hakkında bilgi verdiğini aktardı. Uzm. Dr. Çakır, “İdrar ölçüsü azalıp, rengi yoğunlaştıkça su içmek gerektiğini, susama hissi beklenmeden su tüketmeli, uyanınca 1 bardak, her idrar sonrası 1 bardak su içmeli, antrenman yaparken, sıcakta çalışırken, uzun-hareketsiz seyahatlerde su tüketimi arttırılmalıdır” dedi.
Sağlıklı böbrekler için ‘su’ olmazsa olmaz
Kâfi su tüketmemenin en kıymetli tesirinin böbrekler üzerinde görüldüğünü söz eden Uzm. Dr. Çakır, bedende oluşan üre, kreatin, ürik asit üzere ziyanlı hususların seyreltilip bedenden atılabilmesi için su tüketiminin hayati ehemmiyet taşıdığını, ayrıyeten kâfi su ölçüsünün olmaması idrar akımını yavaşlattığı için idrar yolu iltihapları ve böbrek taşları ilerleyen durumlarda ise böbrek yetmezlikleri oluşabildiğini vurguladı.
Kalp hastalıklarına karşı su kalkanı
Kalp hastalıklarının bilhassa de kalp krizlerinin su ile yakından bağı bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Çakır, yapılan araştırmalarda; günlük su tüketimine dikkat edenlerle etmeyenler ortasında kalp krizi bakımından bariz bir fark olduğunun ortaya çıktığını tabir etti. Susuz kalan bedende kanın yoğunlaştığı ve pıhtılaşma eğilimini artığının, buna bağlı olarak tansiyon dengesizlikleri, çarpıntı, ritim bozukluğu ve kalp yetersizlikleri görülebildiğini belirten Uzm. Dr. Çakır, kalbin işlevlerini gereğince yerine getirememesinin karaciğer ve akciğerde de olumsuz sonuçlar doğurabildiğinin altını çizdi.
Sağlıklı cildin kaynağı su
Nizamlı ve kâfi ölçüde su tüketiminin sağlıklı hayat ve sağlıklı bir vücut için vazgeçilmez olduğunu söyleyen, bedenin en büyük organı derinin suya muhtaçlığı da büyüklüğüyle orantılı olduğunu; ayrıyeten sirkülasyon sisteminin deriye kâfi su sağlayamadığı durumlarda hücre içi suyu azalarak derinin tamirat suratı düşürebildiğini vurgulayan Uzm. Dr. Çakır, “Diğer yandan tertipli su tüketilmesi metabolizmayı hızlandırır. ‘0’ kalori olan suyu sistemli tüketmenin, sistemli beslenmeyi de dayanaklar. Sabah kalkınca ve akşam yatmadan su içmek tokluk hissi oluşturmakta ve dolaylı olarak kilo verilmesine yardımcı olabilmektedir. Ayrıyeten tükürük ve mide salgılında bulunan su besinlerin sindirilmesinde misyon almaktadır” açıklamasında bulundu.
Bulaşıcı hastalıklara karşı su tüketimini önemseyin
Günlük olarak beden ve besin hijyeni bakımından da suyun hayatımızda değerli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Çakır, “Sadece elleri su ve sabunla temizlemek bile birçok bulaşıcı hastalığa karşı kalkan oluşturmaktadır. Su tüketiminin ve su kaynaklarının kısıtlı olduğu ülkelerde, ishal, tifo grip üzere birçok bulaşıcı görülmekte ve ölümcül sonuçlar doğurabilmektedir” açıklamasında bulundu. Uzm. Dr. Çakır, bunların yanı sıra kâfi su tüketilmemesinin neden olduğu problemleri şöyle açıkladı: “Unutkanlık ve konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, kabızlık, saç dökülmesi ve kepeklenme, emziren bayanlarda süt azlığı ve kas krampları”.
Koronavirüs enfeksiyonunda suyun kıymeti
Covid-19 enfeksiyonundan korunmada en tesirli olabilecek tedbirlerden birinin de bağışıklık sistemini güçlü tutmak olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Çakır, güçlü bağışıklık için istikrarlı, kâfi ve sistemli beslenmenin yanı sıra bol su tüketiminin de bedendeki toksinlerden arınmak ve metabolizmayı canlandırmak, bakterilerin ve virüslerin etkisiz hale getirilmesi ve bedenden atılabilmesi için çok kıymetli olduğunu vurguladı.
Haber7
