SOS Mitmensch sivil toplum kuruluşu, görüntü konferans metoduyla düzenlediği basın toplantısında, “2020 Avusturya Siyasetinde Müslüman Aykırısı Irkçılık Raporu”nu kamuoyuna duyurdu.
Sivil toplum kuruluşunun Basın Sözcüsü Alexander Pollak, burada yaptığı konuşmada, 2020’de bir evvelki yıla oranla ülke siyasetinde Müslümanları gaye alan ırkçı telaffuz ve kampanyaların 2 katına çıktığı bilgisini paylaştı.
Ülkede 90’nın üzerinde Müslümanları maksat alan ırkçı telaffuzun çeşitli siyasi parti yahut bireylerce yapıldığına dikkati çeken Pollak, “Avusturya’da 2020’de olduğu kadar Müslümanlara yönelik bu kadar ağır siyasi kışkırtmayı daha evvel yaşamamıştık.” dedi.
“Kovid-19, ırkçı telaffuzlar için araç haline getirildi”
Pollak, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının üzerinden Müslümanların amaç alındığına işaret ederek Kovid-19’un politikler tarafından Müslümanlara yönelik ırkçı telaffuzlar için araç haline getirildiğini vurguladı.
Avusturya siyasetini belirleyen isimlerin kullandığı lisanın halkın üzerinde önemli tesiri bulunduğunun altını çizen Pollak, bahse ait yapılan bir ankette, halkın yüzde 35’inin Müslümanlara yönelik olumsuz görüşlere sahip olduğunun, yüzde 40’ının ise Avusturyalılarla Müslümanların eşit haklara sahip olmaması gerektiğini savunduğunun ortaya çıktığını aktardı.
“Gerçek dışı karalama kampanyalarıyla Müslümanlar amaç alındı”
Basın toplantısına katılan Toplumsal Bilimci Dr. Judith Kohlenberger de salgının Müslümanları ötekileştirme ve bu dini kümeye yönelik komplo teorilerini güçlendirmek emeliyle kullanılmaya çalışıldığını vurguladı.
Kohlenberger, rapordaki ırkçı ve ötekileştirici telaffuzlara işaret ederek, “Tatil dönüşü Balkanlardan gelenlerin günlük olay sayılarını artırdığı”, “Türklerin düğünlerinde kurallara uymadığı”, “İktidarın ramazan ayına nazaran kısıtlamaları kaldıracağı” üzere gerçek dışı karalama kampanyalarıyla Müslümanların amaç alındığını anlattı.
10. Bölge Belediye Encümen Azası siyasetçi Muhammed Yüksek de makul siyasi çevrelerce sistemli olarak Müslümanlara yönelik kullanılan ırkçı, nefret içerikli telaffuzun, bilhassa gençler üzerinde olumsuz tesirlere yol açtığını, yabancı kökenli gençlerin ülkeye olan aidiyet hislerinin zedelendiğini belirtti.
Yüksek şunları kaydetti:
“Belirli siyasi çevreler, Müslüman ya da yabancı kökenli çocuklar üzerinden siyaset yapıyor. Bu durumun çocuklar üzerinde olumsuz yansımaları oluyor, Avusturya’ya yönelik aidiyet hisleri zedeleniyor. Bu çocuklar 15-16 yaşlarına geldiğinde bu sefer birebir çevreler ‘Bunlar kendilerini Avusturyalı olarak görmüyor’ diye suçlamada bulunuyor. Bu siyasi telaffuz, bizim çocuklarımızın aidiyet hissini sömürüyor.”
Haber7
