Anayasa Mahkemesi (AYM) Birinci Kısmı, Seyahat Parkı odaklı olaylara ait davada tahliyesi ve beraatine karar verildikten sonra öteki hatadan tutuklanan Anadolu Kültür AŞ Yönetim Heyeti Lideri Osman Kavala’nın ferdî başvurusunu Genel Konseye sevk etti.
Osman Kavala, “tutuklamanın tüzel olmaması nedeniyle ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı’nın ihlal edildiği” argümanıyla Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
Anayasa Mahkemesi Birinci Kısmı, bugünkü gündem toplantısında başvuruyu görüştü.
Birinci Kısım tarafından “başvurunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 28. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Genel Kurula sevki”ne karar verildi.
Anayasa Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 28. maddesinin 3. fıkrası, “Bölümlerden birinin görülmekte olan bir başvuruya ilişkin olarak vereceği karar, kısımların evvelce vermiş olduğu bir kararla çelişecekse ya da konunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görülürse ilgili kısım evraktan el çekebilir. Kısım lideri başvuruyu Genel Kurul önüne götürmek üzere başkana iletir.” kararını içeriyor.
Bu karar mucibince, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, kişisel başvuruyu daha sonra ele alacak.
Kavala’nın bu ferdi başvurusu, Anayasa Mahkemesi Birinci Kısmınca 29 Eylül’de ele alınmış ve müracaatın görüşülmesi ertelenmişti.
DAHA EVVEL YAPTIĞI MÜRACAAT REDDEDİLMİŞTİ
Osman Kavala’nın avukatlarının, “tutuklama önleminin hukuksal olmaması, soruşturma belgesine erişimin kısıtlanması ve tutukluluk incelemelerinin hakim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapılması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” savlarıyla ilgili daha evvel yaptığı bir ferdî müracaat, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunca 22 Mayıs 2019’da reddedilmişti. Genel Kurul kararı 5’e karşı 10 üyenin oy çokluğuyla almıştı.
OSMAN KAVALA’YLA İLGİLİ YARGISAL SÜREÇ
Seyahat Parkı odaklı olaylara ait davada “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya yahut vazifesini yapmasını kısmen yahut büsbütün engellemeye teşebbüs”, “mala ziyan verme”, “nitelikli yağma”, “tehlikeli unsurların müsaadesiz bulundurulması yahut el değiştirilmesi”, “kasten yaralama”, “ağırlaştırılmış yaralama” ve “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Muhafaza Kanunu’na muhalefet” hatalarından İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince yargılanan Kavala’nın 18 Şubat’ta, kabahatlerin işlendiğine dair mahkumiyete kâfi derecede hukuka uygun somut ve kesin kanıt bulunmadığı gerekçesiyle beraati ve tahliyesine karar verilmişti.
Tıpkı gün Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe teşebbüsü soruşturması kapsamında gözaltına alınan Kavala, bir gün sonra sevk edildiği hakimlikçe “Anayasal tertibi ortadan kaldırmaya teşebbüs” kabahatinden tutuklanmıştı.
Kavala hakkında ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen darbe teşebbüsüne ait soruşturma kapsamında sevk edildiği mahkeme tarafından 9 Mart’ta “devletin kapalı kalması gereken bilgilerini siyasal yahut askeri casusluk gayesiyle temin etme” hatasından tutuklanma kararı verilmişti.
“Anayasal nizamı ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan 2 yıllık tutukluluk müddetinin dolduğu gerekçesiyle 20 Mart’ta tahliyesine karar verilen Kavala, casusluk cürmünden tutuklu bulunduğu için cezaevinden çıkamamıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Osman Kavala ve yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey hakkında “Anayasayı ihlal” cürmünden ağırlaştırılmış müebbet, “siyasal yahut askeri casusluk” cürmünden ise 20’şer yıla kadar mahpus cezası istemiyle dava açılmıştı. İddianamede, Kavala ve Barkey’in FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde oluşturduğu yapılanmayla gerçekleştirme teşebbüsünde bulunduğu darbe teşebbüsü sürecinde de rol aldıkları belirtilmişti.
İddianameyi kabul eden İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi, bu davanın birinci duruşmasının 18 Aralık’ta yapılmasını kararlaştırmıştı.
Haber7
